Derin Cüneyt

''Zannediyoruz ki iyi oynarsak şampiyon olacağız. Geçelim bunları. Biz bu tiyatrolardan ya rol kapacağız, ya da o tiyatroları başlarına yıkacağız.''

Hadi her şeye tamam diyelim. En pozitif şekilde düşünelim.

Her şey tesadüf! Senelerdir Beşiktaş'a derbi öncelerinde, derbi maçlarında çıkarılan kartların hiçbirinde art niyet yok. Hepsi kurallar dahilinde, gereken, nizami kartlar. Beşiktaş'ın kaybettiği puanların tamamı legal.

Geçen hafta ancak Güneydoğu Anadolu'nun kırsal bölgelerinde görebileceğimiz, yarım santimlik sınır kavgası yüzünden Atiba'ya gösterilen kırmızı kart tamamen spontane. Halis Özkahya çok haklı. Aslında Beşiktaş'ın derbi öncesi eksik bırakılması gibi bir hesap kitap asla yok!

Bu maçta Cüneyt Çakır'ın Pedro'nun karnını pozisyon yokken yumruklayan Burak'ı görüp oyunu devam ettirmesi, hareketi gördüğüne dair tuhaf bir el işareti yapıp olay yerinden uzaklaşması, oyun durduğunda kart mart göstermeyip geçiştirmesi küçük bir dalgınlık.

Sonra futbolcular itişirken Sneijder'ın suratına parmağıyla dokunan Veli'yi oyundan atması da tamamen kurallara uygun. Öyle bir pozisyonda FIFA kokartlı süper hakemimiz Cüneyt Çakır'ın yapabileceği başka hiçbir şey yok. Mutlaka Veli'yi oyundan atmalı. Mutlaka kırmızı kart göstermeli. Sarı kart gösterirse olmaz!

Di mi?

Di.

İyi de işte tam o anda benim bu edepsiz zihnime bir sahne takılıyor. Arsızım ya, bu sahneyi aklımdan bir türlü çıkaramıyorum. Hayır bir yandan da biliyorum ya, bizim saygıdeğer hakemlerimiz, saygıdeğer federasyonumuz asla hata yapmış olamaz. Bu güzide insanlar, bu asırlık çınar, dürüstlüğün alameti farikası, adeta ahlak timsali. Yanlış yapmış olamazlar.

O yüzden kendi kendimle savaşıp duruyorum. İçim içimi yiyor, bu uygunsuz görüntüleri aklımdan atmaya çalışıyorum ama başaramıyorum işte!

Ne geliyor aklıma biliyor musunuz? Geçen sene 3-3 biten Beşiktaş - Fenerbahçe maçının hakemi geliyor. Kimmiş o maçın hakemi? Aa, Cüneyt Çakır! Bak tesadüfe.

Sonra o maçta Beşiktaş cezaalanındaki bir pozisyon aklıma geliyor. Ne oluyor orada? Sivok'la Emenike bir mücadeleye giriyor. Sonra itişmeye başlıyorlar. Sonra ne oluyor? Emenike, Sivok'a bir kafa atıyor. Sivok yerde.

Akşam maçın görüntülerinde izlerken de açıkça görülüyor ki, çizgi hakemi de Cüneyt Çakır'a Emenike'nin Sivok'a vurduğunu söylüyor.

Sonra ne oluyor? Aaa, Cüneyt Çakır koşa koşa geliyor. Emenike'ye bir sarı kart gösteriyor. Bak dikkatini çekiyorum, sarı gösteriyor, kırmızı değil!

Kart gösterdiğine göre Emenike'nin Sivok'a vurduğunun farkında. Ama kırmızı karta gerek görmüyor. Demek ki itişip kakışırken kafa atmak idare edilebilir bi hareket, sarı kart yeter.

Eee, flashback'i bitirip günümüze dönünce ne oluyor? N'olacak devrelerimiz yanıyor! Niye? E çünkü itişip kakışırken kafa atmanın cezası sarı kart iken bugün Sneijder'e parmaklarıyla dokunan Veli kırmızı kart görüyor.

Oğlum nasıl bir çifte standart bu yahu? Ha? Aynı oyun, aynı hakem, aynı lig! Nasıl kafa atan sarı görüyor da, parmakla dokunan kırmızı alıyor?

Daha da kime neyi anlatacaksınız oğlum? Kime neyin adil olduğunu nasıl kabul ettirebileceksiniz?

Bizim millet her şeyi bir haftada unuttuğu için bu tür dolaplar sürekli dönebiliyor. Böyle adalet anlayışı çifte standartlı bir adam Türkiye'nin bir numaralı hakemi olabiliyor, dünyanın en baba maçlarına atanabiliyor. Onu ödüllendirenler de çıkıp 'Gururumuz, bi tanemiz ehehe' diye goygoy yapıp şişirip duruyor.

Halbuki azıcık hafıza bu adamın bir hakem olarak nasıl tutarsız, nasıl adaletsiz olduğunu açıkça ortaya koyabiliyor işte.

Anlayacağın kardeşim, lafın özü şu:

Bu ülkede futbol falan oynanmıyor, resmen tiyatro oynanıyor!

Bu tiyatro oyunundan sağlam rol kapanlar bol bol şampiyon oluyor, yıldızları bol keseden takıp takıştırıyor. Biz tiyatrodan anlamayan, sadece futboldan anlayanlar da kenardan saf saf izliyoruz.

Zannediyoruz ki iyi oynarsak şampiyon olacağız.

Geçelim bunları.

Biz bu tiyatrolardan ya rol kapacağız, ya da o tiyatroları başlarına yıkacağız.

Başka türlü bu ülkede bizi şampiyon falan yapmazlar!

twitter.com/OzgunKartal

Derin Cüneyt

Şu an okunanlar