Bragalım İnönü'ye!

Karakartal.com yazarlarından Özgün Başpınar, Beşiktaş'ımızın UEFA Avrupa Ligi'nde çıkacağı Braga maçları öncesi son durumu sizler için değerlendirdi.

Geldik zurnanın zırt dediği yere… İki Braga maçı Beşiktaş için en önemli dönemeçler olacak. İyi sonuçlarla atlanacak tur, ligdeki başarısız tabloyu örtecek ve taraftarın içinde gizliden gizliye yanan UEFA finali ateşini körükleyecek. Kötü sonuçlar ise eleştiri oklarının ucunu sivriltecek.

Carvalhal bu dönemeçlerde kendini aşmalı. Şansı ona sezon başından beri yardım ediyor. Bu turda da çok şanslı bir kurayla karşılaştı. Kendi deyimiyle avucunun içi gibi bildiği, bizzat soyunma odasından geldiği bir rakiple karşılaşacak.

Dersine iyi çalıştığını da biliyoruz. Eşleşme yapıldığından beri Braga’nın bütün maçlarını takibe aldı. Rakibi iyi analiz etti. Eminim iyi bir taktik planı vardır.

Fakat sorun burada başlıyor. Carvalhal’in genelde tek bir planı oluyor ve ona konsantre oluyor. Konsantre olduğu yönde bir aksaklık meydana geldiğinde, işler umduğu gibi gitmediğinde bocalıyor ve hatalı hamleler yapıyor veya tutulup hiç hamle yapmıyor. Kendini aşmalı dediğimiz nokta burası. Böyle maçlarda her teknik direktörün A, B, C planları olmalı. Sürpriz durumlar ortaya çıktığında vakit kaybetmeden yeni taktiğe dönebilmeli.

Braga kendi sahasında ipleri elinde tutan bir takım. İki tepe arasına kurulmuş, kale arkası Uludağ’dan hallice olan stadlarında rakip takımı boğuyor, kontrollü oynuyor, tek farkı yakalayıp oyunu tutuyorlar. Çok zor gol yiyorlar, hatta yemiyorlar. Geçen sene UEFA finaline kadar 8 maçta 6 gol atıp sadece 4 gol yediler. Bu yüzden Beşiktaş’ın ilk amacı da gol yemeden İstanbul’a dönmek olmalı.

Çıkaracağımız ilk 11 çok önemli. Beşiktaş’ın sene başından beri en büyük derdi olan sağ ve sol beklerinin sakatlığı Beşiktaş için avantaja dönüşebilir, Çünkü Hilbert ofansif olarak müthiş olsa da, defansif olarak açık veriyor. İsmail zaten ne ofansta, ne defansta, mevkisinin hakkını veremiyor. Bu maçta defansif yönü sağlam isimlerle kenarları tutmamız daha doğru olabilir. Bunlar da, bence sağda Toraman, solda Ersan olmalı. Hücuma çok katkı yapamayabilirler ama geride taş gibi duracakları kesin.

Bence sahaya, iyileşirse Rüştü, iyileşemezse Cenk – Toraman, Sivok, Egemen, Ersan –Veli, Ernst, Necip – Fernandes – Quaresma, Almeida onbiriyle çıkmalıyız. Yani klasik 4-2-3-1 dizilişimizle değil, 4-3-1-2 formatıyla sahaya yayılmalıyız. Bu şekilde sağlamcı geri dörtlünün önünde, üç pres yapan orta saha, onların önünde orta sahaya yardım da eden bir oyun kurucu ve biri süratli, diğeri fizikli iki forvetimiz olur. Braga’nın kontrol oyununa karşılık verebileceğimiz gibi, gününde bir Quaresma ve bir kez olsun girdiği pozisyonlarda bitirici olabilen bir Almeida ile sürpriz gollere de ulaşabiliriz.

Bu onbirin tek sorunu, 70. dakikadan sonra yorulma ihtimali olan Ersan olabilir. O dakikadan sonra da maalesef Ekrem’le idare etmek zorunda kalabiliriz. N’apalım artık, Braga’nın 20 dakika içinde madeni keşfedememesi için dua etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok.

Alternatif onbir, Necip’in yerine Simao ile başlayarak klasik 4-2-3-1 dizilişimizi korumamız olabilir. Ama hem daha riskli bir tercih olması hem de Simao’nun formsuzluğunu göze aldığımızda bana ilk seçenek daha doğru geliyor.

Tabii her zaman olduğu gibi iyimserliğimi korumak istiyorum. Herşeyin olumlu gelişeceğini, Quaresma’dan saçmasapan çalım denemeleri, Almeida’dan altıpas faciaları, Cenk’ten Sivas maçındaki gibi iki asist, bir gol görmeyeceğimizi umuyorum. Yoksa zaten Lig’deki gibi Avrupa’da da hayal kırıklığına uğrarız.

Neyse, klavyemi hayra açayım. İnşallah Braga’dan istediğimiz gibi bir sonuçla döneriz. Rövanşta İnönü’de de, tıpkı Stoke maçındaki gibi büyük bir safer kazanır, şarkılarla turu atlarız.

Dualarımız seninle Kartal!

ozgunreal@gmail.com

Bragalım İnönü'ye!

Şu an okunanlar