Karakartal.com yazarlarından Özgün Başpınar, kulübümüzün teknik direktör arayışıyla ilgili görüşlerini belirtti.
2013 Beşiktaş için çok zor bir yıl olacak. İçinde bulunduğumuz maddi bunalım, üç senedir kronikleşen başarısızlık sendromu, Sayın Demirören’in maddi enkaz yanında bıraktığı diğer miras olan, UEFA nezdinde dahi yakından tanınan berbat imajımız vs… Bütün bu yıkıntıların altından dimdik bir şekilde kalkacağımıza eminim.
Fakat bu işin kolay olmayacağına da eminim.
Neden?
Bu sorunun cevabı, şu noktalarda saklı:
Galatasaray’ın teknik direktörü Fatih Terim. Kim o? Galatasaray’ın eski milli liberosu.
Fenerbahçe’nin teknik direktörü Aykut Kocaman. Kim o? Fenerbahçe’nin eski milli santrforu.
Trabzonspor’un teknik direktörü Şenol Güneş. Kim o? Trabzonspor’un eski milli kalecisi.
Arkasında kaldığımız 3 kulübü en iyi yöneten teknik adamlar, bu kulüplerin içinden gelmiş, senelerini bu kulüplere vermiş, o kulüplerin bırakın tozunu, neredeyse temelini yutmuş insanlar.
Beşiktaş’ın işi işte bu yüzden zor. Rakiplerimiz teknik direktör adayları arasından en iyilerini buldular, birlikte en az bir sene geçirdiler ve giderek daha iyiye gidiyorlar. Bizimse bu yolda tek adayımız Tayfur Havutçu’ydu. Bizim Havutçu’yla teknik direktör olarak birlikteliğimizse 2 ayı geçmedi.
Havutçu çoğu Beşiktaşlı tarafından güvenilir bulunmuyor, çok eleştiriliyordu. Katkı yapmak bir yana Carvalhal’in işine karışıp işleri kötüleştirmekle suçlanıyordu.
Ben Havutçu’nun böyle hareketlerin içinde olmadığına inanıyorum. Fakat teknik direktörlüğüyle ilgili bir yorumda bulunamıyorum. Çünkü işin aslı Tayfur Havutçu’nun nasıl bir teknik direktör olduğunu hiçbirimiz bilmiyorduk. 6 maçta kimin nasıl bir teknik direktör olduğu anlaşılsaydı, yukarıda saydığım 3 adam da şu an bu kulüplerin başında olmazdı.
Kulübün içinde bulunduğu durum da malum. Maddi olarak sıfırı tüketmiş durumdayız. Artık akıtacak milyon dolarlarımız yok. Kendi yağımızla kavrulmak ve çarkı bileğimizin gücüyle çevirmek zorundayız. Yönetim bu politika doğrultusunda futbolcuların ücretlerinde dahi indirime gidiyor. Hal böyleyken, astronomik fiyatlar ödeyerek yıldız futbolcular, ünlü teknik adamlar getirmemizin imkanı yok.
Tüm bu faktörleri altalta koyduğumuzda çok fazla seçeneğimiz olmadığı ortada. Tayfur Havutçu bu koşullar altında iyi seçeneklerin başında geliyordu. Ona şans tanımak bence adil bir hareket olurdu. Ama madem Havutçu olmadı - altını çizerek söylüyorum, bu koşullar altında- Mustafa Denizli dümene geçmeli.
Camiayı iyi tanıyan, Beşiktaşlılığı doğuştan, Türkiye Ligi’ni ezbere bilen, maddi konularda sorun yaşandığında zırt pırt resepsiyonu arar gibi FİFA’yı arayıp durmayacak, usta bir teknik adam. Yaşlanmış ve yıpranmış olsa da, halen en iyi üç Türk teknik direktörden birisi…
Şampiyonluğun ardından gelen sezonda yolları ayırmak doğru bir karardı. Mustafa Hoca’nın sağlık sorunları vardı ve aklının tamamını Beşiktaş’a veremiyordu. Bunu sadece ‘Transfere ihtiyacımız yok’ lafından bile anlamıştık. Ama bu sorunları çözdü ve artık İran’da bile işini yapabildiğine göre Beşiktaş’ta da yapmasına bir engel olduğunu sanmıyorum.
Dolayısıyla eğer Türk bir teknik adamla yolumuza devam edeceksek, bence tek alternatif Mustafa Denizli’dir. Adı geçen diğer Türk teknik direktör adayları, -kişilik olarak çok sevsek de- maalesef Beşiktaş’ı taşıyacak yetenek ve vizyona sahip değillerdir. Ancak Denizli’nin yanında yer alabilirler.
Beşiktaş için en hayırlısının olmasını diliyorum. İnşallah 2013’e en doğru isimle gireriz.