Şok ses kayıtları

Türkiye'nin gündemi malum, Telefon kayıtları havalarda uçuşuyor. Biz de gündeme uyum sağlayalım dedik ve...

Eray Erdal yazıyor...

- Günaydın arkadaşlar.

- Günaydın.

- Niye çok az kişi var toplantıda?

- Girişte gazeteciler vardı, arkadaşlar demeç vermeye başladılar, birazdan gelirler.

- Hayda, ben nasıl kaçırdım ya! Neyse artık çıkışta da ben konuşurum! Ne yaptınız bakalım, transfer bitiren oldu mu?

- Valla, benim ki bitti gibi, ağabeyini getirdim İstanbul’a; yedirdik, içirdik, bolca gezdirdik...

- İmza atıldı mı peki?

- Yok, daha değil ama adam ile görüşüyoruz diye sadece Türk basınında değil, tüm dünya basınında her dakika fotoğraflarımız çıkıyor! Bizim oğlan geçen faceden bir link attı, Almanya bile bizi konuşuyor...

- Çok iyi, çok iyi! Aynen söz verdiğimiz gibi, camiamız artık tam bir Avrupa takımı oldu yani.

- Evet, evet! Sadece Avrupa değil, Amerika bile bizi konuşuyor!

- Ohh, maşallah!

- Peki imzayı atar mı?

- İş ciddiye binince , biz de sponspor aramaya başladık tabi.

- Aferin, çok iyi, nedir son durum?

- Sponsorlardan cevap bekliyoruz, evet desinler , adam anında imza atar!

- Harikasınız... Aaaaaa, senin adam değim mi bu televizyondaki, eski takımına imza atmış diyorlar??!!

- Hayda, bak sen kerataya, ben zaten kıllanmıştım! İsterseniz şöyle yapalım, ağabeyinin tipi buna çok benziyor, bir kaç kilo fazlası var, getirelim ağabeyini hamama sokalım, 3-5 kilo verdirip imzayı atalım, ne dersiniz?

- Olur mu canım öyle şey?

- Ama çok ucuza gelir ağabeyi!

- Hmmmm, o zaman bir görüşün bakalım, soyadları da aynı ise süper transfer yapmış oluruz!

- Başkanım soyadları aynı ama, bizim alacağımız adamın takma adı varmış, tüm dünya onu öyle tanıyor, ağabeyinin adı tamamen farklı!

- Olmaz o zaman o iş! Bir başka çocuk alacaktınız onu ne yaptınız?

- Başkanım ben bir çocuk buldum, Avrupa’da bile oynamış zamanında, hem de genç, fiyatı da uygun kiralarsak...

- Alın onu o zaman!

- ......

- Ne oldu?

- Tam almak üzere idik, ben dayanamadım, basına haber verdim, her şey tamamdı, olay bir anda tersine döndü!

- Haydaaaaaa

- Bizim hocalar bizden stoper istemişti o konuyu ne yaptınız?

- Hocanın istediği adamlar çok pahallı, ben gerçi gittim görüştüm. Tüm Avrupa basını da haber yaptı bizi.

- Aferin be, aferin... Bitti mi resmi olarak?

- Parayı verirsek biter de, para yok!

- Ne yapıcaz peki?

- Kadro dışı bıraktığımız topçuyu geri çağrsak, çünkü bir stoperde sakatlanmış .

- Öyle yapın işte!

- Yapalım da, bizim hoca ona takmış, istemiyor çocuğu!

- Hayda, bu adam da bir garip! Şu bizim rakip takımdan atılan bir stoper vardı ya, onu mu alsak ya? Para da istemezler onun için.

- Bravo, süper fikir ama onu da taraftar istemiyor!

- Tamam, tamam panik yapmayın, ben çıkışta şimdi bir konuşma yaparım, taraftar memnun olacak diye transfer yapılmaz diye! Biz takımımızın ihtiyacı ne ise ona göre transfer yaparız! Popülist transfer işi bizim işimiz değil! Biz camianın parasını sokağa atmayız deriz!

- İşte bu, ben de çıkıp Avrupa’daki transfer edeğimiz adam, şöyle böyle imiş diye haber çıkartayım, bize yakışmaz deyip, vaz geçmiş oluruz!

- Harikanız, çocuklar! Hepinizle gurur duyuyorum!

- Yahu, toplantı bitecek , çaylar gelmedi!

- Çaycı işi bırakmış, kaç aydır maaşını alamıyormuş!

- Neyse; çayımız yok ama stadımız olacak ...

- Çıkışta basına ne diyelim?

- Siz bana bırakın , ben konuşacağım !

- Ne diyeceksiniz peki? İki gün sonra transfer dönemi bitiyor!

- Haftaya netleşir derim , olur biter. Siz canınızı sıkmayın!

Not: Bu yazının tamamen hayal ürünüdür ve gerçek kişi ve kurumlar ile ilgisi yoktur.

Not2: Geçen “Beşiktaş iyi yolda” yazsındaki ironiyi anlamayan dostlara da selam olsun...

Siyah Beyaz Aydınlık Günlerde Görüşmek Üzere

Twitter: ery02 veya erayerdal

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar