Suç ve ceza

Eray Emin Aydemir, takımımızın durumu ile ilgili Rus yazar Dostoyevski'den esinlenerek dikkat çekici bir yazı kaleme aldı

Bazen öyle bir maç yaşarsınız ki kaleminiz düşüncenizi kağıda aktarmak istemez...

Açık konuşayım bu yazı da onlardan biri...

Kaybedilen iki puanın ardından üzüntümüz büyük. Çok önemli bir fırsatı teptik ancak farklı bir durum var...

Sezon öncesinde kimsenin performansından emin olmadığı bir takım her geçen haftada binbir soruna rağmen 'şampiyonluk yarışında ben de varım' dedi.

Alınan beraberliğin ardından 7'den 70'e herkeste kaçan 2 puanın üzüntüsü var...

Bu üzüntü önemli, kısıtlı imkanlara rağmen bu ruhu yaratan başta teknik ekip ve futbolcularımız olmak üzere yönetime de teşekkür ediyorum...

Ancak eleştirdiğimiz bir konu var ama onu da yazınca bir futbolcuyu takımdan üstün tuttuğumuz iddia ediliyor. Bu çok üzücü.

Neyse konumuza dönelim

Unutmamak gerekiyor ki Beşiktaş bir bedel ödüyor.

Daha açık ifade etmek gerekirse Beşiktaş bir suçun cezasını ödüyor.

Demirören
döneminde yapılan hesapsız harcamalar, kötü transferler Beşiktaş'ı içinden çıkılması zor bir noktaya soktu..

İhale de bu yönetime, Samet Aybaba'ya ve futbolculara kaldı...

Yitip giden puanların ardından kaybedilmiş hiç bir şey yok...

Kayserispor maçı İnönü Stadı'nda mutlaka kazanılmalı, ardından ise transfer dönemi var...

Oldukça kısıtlı imkanlarla takıma en az 3 tane takviye yapılması gündemde...

Hem yönetim hem de teknik heyet açık bir şekilde ifade edeyim nokta atışı yapmak zorunda.

Eğer yapılacak transferler isabetli olursa Beşiktaş şampiyonluğun en önemli adayıdır.

Ancak yapılacak en küçük hatalarda bile Beşiktaş hiç günahı olmayan suçun cezasını öder.

Acı ama gerçek..

*SUÇ VE CEZA: Dostoyevski'nin dünyaca ünlü romanlarından biri.

Eray Emin Aydemir

Twitter: https://twitter.com/ErayEAydemir
Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar