Futbol ne zaman konuşacağız?

Eray Emin Aydemir, Mersin İdman Yurdu maçının ardından kaleme aldığı yazısında gündemdeki konulara farklı bir açıdan baktı.

3-0 kazanılmış bir maç...

Takım ilk 30 dakikada işi bitirmeyi kafasına koymuş, herkes elinden gelenin fazlasını yapıyor sahada. Tekmeye atılan kafa mı istersin, arkadaşının açığını kapatmak için atılan deparlar mı istersin, gencecik bir kardeşimizin kolundaki pazubandının farkında olup iki kişilik mücadele etmesini mi istersin. Ne ararsan vardı İnönü çimlerindeki Beşiktaş'ta...

Sonuç itibariyle yaptığı son 3 resmi maçtan galibiyetle ayrılmış bir takımdan bahsediyoruz.

Daha doğrusu bahsetmemiz gerek.

Ancak biz camia olarak neyi konuşuyoruz? Oyuncularımızın mücadelesini mi? Yoksa Samet Aybaba ve teknik ekibinin gecesini gündüzlerine katarak yepyeni bir 'özlenen Beşiktaş' yaratma çabalarını mı?

Dünyanın her yerinde bir takım sahadan 3-0 galip ayrılıyorsa oyundan, taktik dizilişten bahsedilir, oyuncular ile ilgili yorumlar yapılır.

Ama biz bambaşka konuları konuşuyoruz...

Ne bu konular anlatayım;

1- Quaresma için açılan son derece maksatsız pankart!

2- 'Hesap sor' muhabbeti

3- Kapalı tribün sorunu

4- Sahaya zıplayan oksijen israfı kişi

Yani şaşırmamak elde değil sahada bir top için ölecek adamlar var taraftarımız işi gücü bırakıp nelerle ilgileniyor.

Çok net ifade edeceğim Quaresma konusundaki sürecin yanlış yönetildiğini düşünüyorum ve hala oyuncunun kazanılması taraftarıyım. Ancak Quaresma artık yönetimin konusu statta Quaresma'ya destek vermenin veya eleştirmenin bu takıma ne faydası var?

Kapalı tribünün dolmaması bir haberdir ancak yönetimin uyguladığı politika bu şekilde, görünen o ki pek taviz vermeyecekler, protesto son derece modern bir tepkidir. Tepki verilir ve bitirilir. Takım sahada mücadele ederken dakikalarca protesto etmenin ne anlamı var?

Hesap sorulma konusuna gelince. Emin olun süreci benim kadar yakından takip eden bir ikinci gazeteci daha yok. Bu konuda yönetim ne derse desin elleri kolları bağlı. Birincisi Yıldırım Demirören Beşiktaş'tan kağıt üzerinde alacaklı, ikincisi ise Demirören Türk futbolunu yönetiyor şu anda. Yani başka bir anlatımla şu anki şartlarda yönetim hesap soramaz. Zaten Demirören dönemi ibra edildi. Ayrıca yönetimin hesap sorma gibi bir yetkisi yok. Mahkemeye verir ve hesap eğer görülecekse Türk yargısı nezninde görülür.

Bir diğer konu da sahaya atlama muhabbeti...

Yani ne söylesek boş. Maç 3-0 gerilim futbolun içinde bitmiş. Elemanın biri sahaya atlıyor. Günlük yövmiyeli güvenliklerle bu tip oksijen israf eden kişileri tribünde tutmak zor. Şahsen ben bu kişinin Beşiktaşlı olduğuna da inanmıyorum. Bunu da belirteyim.

Maçtan sonra konuştuğumuz konulara bakın...

Umarım Bursaspor maçında sahamız kapatmaz.

Son söz: Beşiktaş yeni bir yıldız kazandı. Hatalarından ders alırsa Oğuzhan gümbür gümbür gelecek ve Beşiktaş'ın geleceğine damga vuracak. Darısı Muhammed'in başına.

Eray Emin Aydemir

Twitter: https://twitter.com/ErayEAydemir


 

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar