Yazarlarımızdan Can Pelister, takımımızın Mons karşısındaki performansını değerlendirdi.
Beşiktaş beklenmedik bir şekilde Belçika’nın Mons takımına elendi.
İlk iki periyot bir şey yoktu aslında görünürde.
Rakip çünkü ilk iki periyot yüzde anlamında çok kötüydü..
Ribaundlar’da her ne kadar üstünlükleri olsa da üçlük yüzdeleri berbattı.
Ancak 3. Periyota fırtına gibi başladılar ve bizim takım adeta bunalıma girdi.
Hücumlardan boş dönüyoruz, müdafaa’da karşı takım atıyor biz ise izliyoruz.
Son periyotta da aynısı olunca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.
Bu maçta oyuncu, oyuncu eleştirmek yersiz ve mantıksız.
Bu maçta eleştirilecek iki şey var; Semih Erden’in lisansının yetişmemesi ve mudafada ki isteksiz oyunumuz. Semih yetişseydi belki şu an durum çok farklı olabilirdi.
Tabii bu bahane Beşiktaş’ın Semih olmadan da yenebilecek gücü var Dexia’yı.
Basketbola taraftarımızın ilgisi zaten hep 0’dı şimdi ise -1 oldu. Bu takıma gerçekten yazık olacak, neden derseniz cidden bu takım Semih’le birlikte gayet iyi bir takım olacaktır. En büyük dezavantajımız bu sezon kurulmamız oldu.
Kemp zaten sezon ortası geldi, Serhat deseniz geçen sezon sakatlıklarla boğuştu yine.
Yani yepyeni bir takım oluşturduk. Daha sezonun başı ve bu takım daha EuroChallenge, Beko Basketbol Ligi ve Türkiye Kupasında mücadele edecek.
EuroChallenge’da bu takım Şampiyonluğun en büyük adayıdır ve bence de Şampiyon olacağız.
Belki de Avrupa kupasının gelişiyle taraftarın Basketbola ilgisi yeniden artar. Perşembe günü yani yarın Beşiktaş Avrupa’nın en büyük kulüplerinden birisi olan Olympiakos ile oynuyor.
Biletler 10 lira olarak satışa sunuldu. Bakalım taraftarın tepkisi ne olacak?
“ İyi Günde-Kötü Günde” sloganlarını hep duyarız stadlarda. Bakalım onlar gerçek miymiş? Tabii kimseye gel diyemem bu sonuçtan sonra ama aklınızda varsa gelin, Neyse bizden bu haftalık bu kadar.