Kaderin değiştiği o an

Beşiktaş tribünlerinde büyüyen ve semtin havasını en iyi bilen isimlerden biri olan Burak Ozan, Beşiktaşımızın kaderinin döndüğü anı yazdı.

Selamlar Beşiktaş Dostları,

Hatırlarsanız Trabzonspor maçında Olcay uzaydan gelen topu durdurmayı başarmış ancak daha kolay olan topu içeri yuvarlamayı başaramamıştı.

O an bütün takım sahada yerle yeksan olmuş tribündekiler koltuklara evdekiler halıya kim nereye bulduysa yatıp öylece kalakalmıştık. O an çalan hakem düdüğünün bir maçın bitiş düdüğü değil bir sezonun gerçek manada başlangıç düdüğü olduğunu nereden bilebilirdik.

Öncelikle Orduspor maç sonrası sohbetlerimizde takımın o anki üzüntüsünü bizlere hatırlatıp bunun bir bitiş değil bir başlangıç düdüğü olduğunu farkettiren camianın önde gelen isimlerinden Avukat Murat Ersöz’e buradan teşekkür ederek başlamak istiyorum yazıma sağolsun varolsun..

Takımın handikapları, örneğin dar kadro yapısı, sakatlıklar ve çok kolay gol yemek olarak  özetlenebilir sezon başından beri..

Bir türlü yakalanamayan, maç kazanma ve maç içinde oyun standartı oturtma alışkanlıkları soru işaretleri yaratıyordu. Takım üç beş golü çok zor rakipler karşısında çok rahat pozisyona girip sıralarken bir o kadar da pozisyon verip gol yiyor ve bu bıçak sırtındaki amansız gidiş nereye kadar bizi bu ligin içinde tutacak diye hepimizi meraka salıyordu..

Bir yandan da rakiplerin dönemsel seri puan kayıpları da kimsenin ligden kopup tek başına ileri gidememesini de getirince Orduspor maçı iyiden iyiye bir köşebaşı maçı haline dönüşüverdi..

Geçen hafta bir günlüğüne dahi liderliğin tadına varmış camia ileri dönük umutlara daha bir sıkı sıkıya sarılmaya başladı..

Tam bu düşüncelerle maçı beklerken facebooktan bir mesaj geliverdi, editörümüz Sevgili Eray kardeşimiz daha haber hiçbir gazete servisine tv ye düşmemişken, kendi gazetecilik yetenekleriyle elde ettiği kara haberi bana ulaştırdı, Fernandes’in dizindeki zorlanma ve lezyon eğer bu maçta oynarsa ileride sorun yaratacak boyuta ulaşmıştı ve Fernandes Ordu’ya götürülmeyecekti..

Açıkçası “Her şerde bir hayır vardır” derler büyüklerimiz, ben o anda bunun Oğuzhan’ın gerçek yeteneklerini ölçümlemek açısından çok büyük bir şans olduğunu düşündüm. 

Maçı izlerken Oğuzhan golü attığında her zaman olduğu gibi maç spikerlerimiz klişelere boğulup onun Fernandes’ten öğreneceği çok şey var vesaire cümleler sarfettiler, aslolan ise şuydu, Oğuzhan artık usul usul Türk futboluna yeni bir yıldızın doğduğunu müjdeliyordu, attığı golün Fernandes’le hiç bir alakası yoktu, isterseniz onu Maldarashanu ile birlikte oynatın o artık Beşiktaşlı Oğuzhan Özyakup’tu..  Allah nazarlardan saklasın. İnşallah yolu açık olur ve bize çok şeyler kazandırır..

Her ne kadar Oğuzhan attığı golle bir mücevher gibi ışıldasa da maçın adamı iliklerine kadar İbrahim Toraman’dır.. 

Kaptana buradan teşekkür etmek istiyorum keza resmen rakibin ilk bölümdeki hırsını baskısını verdiğin mücadele ve takım kaptanı olarak sergilediğin örnek davranışlarla takımı da harekete geçirerek sindirmeyi başardın helal olsun.. 

Takım kaptanının neden İbrahim olması gerektiği bir kez daha ispatlanmış oldu.  Umarız genç kardeşimiz Necip futbolculuğundan oldugu kadar onun sergilediği takım kaptanlığı melekelerinden de faydalanacak ve kendini bu alanda da geliştirecektir.

Bu maç sonunda farkedilen bir diger önemli nokta ise takımımızın, rakibin hocasının maharetinden de kaynaklanan çetin direnci karşısında çok sayıda gol bulamayacağını maç içerisinde hissettiğinden öncelikle skoru tutmak için muhteşem bir takım savunmasına da imza atmış olmasıdır.

Bu maçın sonunda izlemlediğimiz en büyük kazanım bu denilebilir. Sakin kalarak kollektif savunmayı sürdürürken rakibin zaafını yakalayıp öldürücü darbeyi vurmak. İşte bu tam manasıyla bir gladyatör gibi savaşan bir takımın becerebileceği birşey ve bunu temin eden hocamıza da buradan şükranlarımızı sunmak istiyorum.

Maç bitiminde ise Samet Hoca evlerinde maçı izleyen tüm Beşiktaşlıları mutfağa koşturan açıklamasını yaptığında gerçekten evlerimize bir sıcaklık bir nostalji rüzgarı sardı. İnanın çoğumuzun içinde çocukluğundaki güzel sıcacık aile günlerine olan özlemi uyandıran bu menemen röportajı uzun yıllar Beşiktaşlının aklından yüreğinden çıkmayacak bir sıcak paylaşımın camiaya yayılmasına vesile oldu.

Hepimiz mutfağa koşturup sivri biber acıymış domates eskiymiş ekmek te bayatmış demeden kırdık yumurtayı adeta takımla aynı sofrada oldugumuzu hayal ederek eski siyah beyaz günleri yad ederek menemenimizi yedik. Tabi uyku tutmadı oturduk saat ikiye kadar maçı tekrar izledik bu sefer de yazıyı yazamadık o da bugüne kaldı.. Sağol varol Samet hoca..

Böylece tüm takım için şampiyonluğun formülü de belli oldu..

50 yumurta, 1 kalıp beyaz peynir, 3 kilo domates, yarım kilo sivri biber..

Afiyet olsun, her hafta bandira bandira yemek nasip olsun..

Sevgiler..

toldo
Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları

Şu an okunanlar