‘İlk 4 maç çok önemli’
“Homojen bir takım olmaya başladık. İyi yoldayız. İkinci yarıdaki ilk 5-6 maçımız çok önemli. Zaten ilk 4 maçı İnönü’de oynayacağız. Bunları kazandığımız taktirde büyük değişiklik olabilir. Eski günleri defterden sileriz. O zaman, lig yarışında ‘biz de varız’ diyebileceğiz. Bu maçların yüzde 70’inden başarılı ayrılırsak, o zaman sadece ikincilik, üçüncülük şansımız kalır. Ama şimdi yine değişik bir durum var, bazı arkadaşlarımız ayrılacak. Onların yerine yenileri gelecek. Onların yerini dolduracak futbolcular yine uyum sorunu yaşayacak. Ancak bu hocanın politikasıdır, o nedenle fazla derine inemem.”
‘Yaşlı kurtlara dikkat’
“Gheorghe Hagi yönetimindeki Galatasaray, başarılı grafik çizdi ve iyi bir parkura girdi çizdi. Her ne kadar 100. yılda şampiyonluğu kazanma baskısı ve ufak tefek parasal sorunları olmasa da, özellikle ‘yaşlı kurtlar’ avantaj sağlayacaktır. Ama Fenerbahçe de güçlü bir takım. Onları geçmek için yeni transfer yapsalar bile, ligin sonuna doğru oldukça zorlanacaklardır. Ama ben biraz önce de uyarmıştım, bu zorlu yarışta Galatasaray’ın da, Beşiktaş’ın da sonuna kadar olacağı görülecektir. O nedenle, sağladıkları avantajı yok sayamayız ama şimdiden Fenerbahçe’yi şampiyon ilan etmek çok büyük yanlış olur.”
‘Ukrayna değil, Avrupa’
“Beşiktaş ile 2.5 yıllık anlaşmam vardır. Çalışarak ve daha yüksek randımanla kendimi göstermek istiyorum. Gün gelir yönetim ve taraftarlar bana küs olabilir. O zaman realist olarak konuşup, hesaplarımızı yaparak dostane bir şekilde ayrılırım. Başka bir durum da olabilir. Çok iyi olup, Avrupa’da beni isteyen takımlara çok büyük paralarla da gidebilirim. Doğal olarak yönetim de bu işten para kazanmak için beni satmak isteyebilir. Sonuçta Beşiktaş bana bir yatırım yapmıştır ve bunun karşılığını almak isteyecektir. Hedefim Ukrayna Ligi değil, Avrupa Ligi’nde oynamaktı. Sadece parayı düşünseydim, Shakthar’a giderdim.”
Pancu'dan İnciler...
* Sezon öncesi yönetim, “Yeni hocamız gelecek. Seninle çalışıp çalışmayacağı belli olmaz. Gitmek zorunda kalabilirsin” demişti. O dönemde Hagi arayıp, “Sıkıntın olduğunu duydum. Yardıma ihtiyacın olursa çekinmeden ara. Belki de yanıma alırım” demişti. Ama bugün için böyle bir durum yok.
* Lucescu döneminde bazıları benim için ‘hocanın oğlu’ diyordu. Ama yazılanlar gibi aramız çok iyi değildi. Sadece hoca - öğrenci ilişkisi vardı. Vatandaş olduğumuz için bu yakıştırmayı yaptılar.
* Bosque geldikten sonra bir gün Real Madrid gibi güçlü bir takımı yenip, birkaç gün sonra 2. lig takımına mağlup olabiliriz. Bunun mantığını çözmek güç elbette. Sonuçta suç ve başarı futbolcularındır.
* Hepimiz oynayacağız diye bir kural yok. Ama tek üzgüntüm, Del Bosque’nin Parma maçında bana şans tanımamasıydı. Çünkü arzulu ve kazanma adına iştahlıydım.