"Benim herkese kapım açık. Beşiktaş’a ters düşen bir durum içerisinde kimse beni göremez. Yeni yönetim biz olduğumuz takdirde, görevini kim iyi yapıyorsa hakkını alacaktır. İnsanların aileleri, çoluk çocuğu var. İşini de doğru yapıyorsa, devam edecektir. Ancak Beşiktaş’ın sırtından para kazananlar varsa, biz işbaşı yaptıktan sonra bunlardan arındıracağız kulübü.
Yönetim kurulumdakilerin hepsi birbirinden değerli insanlar. Hiçbiri, herhangi bir grubun temsilcisi değil. Türk ekonomisine faydalar sağlamış, yaptıklarıyla Türkiye’nin gururu olmuş kişiler. Bizi kırmayıp ekibimize katıldılar. Mevcut kaynaklarımızı en iyi şekilde yönlendirecekler. Takımda akılca bir yöntem izlenecek ve ben de bu takımın kaptanı olacağım. Beşiktaş’ı çok iyi yerlere getireceğiz.
Şu anda 3 teknik direktörle temastayız. Önümüzdeki hafta ortalarında biriyle anlaşacağız. Kongre öncesine bunu yetiştireceğiz. Avrupalı bir hoca alacağız ve kariyerinde muhakkak şampiyonluk yaşamış olacak. Avrupa’da işsiz gezen teknik adamlara kapımız kapalı. Görüştüklerimizin hepsi şu anda görev başında.
Serdar Bilgili, futbol takımı konusunda adayları biraraya getirdi. Takımımıza üç tane yerli oyuncunun alındığını söyledi. Altay’dan İbrahim, Galatasaray’dan Berkant ve Gençlerbirliği’nden Veysel.
Çok iyi bir santrfor şart. Orta saha ve defansa da kaliteli isimler alınmalı. Bu üç mevkiye 5’er isim belirledik. Hocamızın önüne listeyi koyacağız ve istediğini alacağız. Bu işler, teknik heyetin sorumluğunda. Ön yargılı değiliz. Hocamız kimin kalmasını isterse, saygı duyarız.
Mevcut yönetim kurulu içinden bazı arkadaşların Fikret Orman, bir kısmının da Yıldırım Demirören’in yanında olduğunu öğrendim. Bizim listemizde bu yönetimden kimse yok. Bu olayı da etik olarak doğru bulmadım. O bakımdan kalan 10 gün çok önemli.
Sayın Seba döneminde başlayan kurumsallaşma, Bilgili ile çok üst noktalara çıktı. Beni yaralayan olay, Beşiktaş’ın siyasi gazetelerin birinci sayfalarına taşınması. Biz, Beşiktaş’ı spor gazetelerinin baş sayfalarında görmeye alıştık. Bu olaylar bizi çok üzdü. Bir kaç kişi hata yapabilir, ama bunu bütün camiaya bağlamamak gerekir.
Bizim bir hedefimiz de şu; bütün organlar koordineli hareket edecek. Disiplin Kurulu tüzüğün her maddesini uygulayacak. Bunlar yapılınca da herşey yoluna girer zaten. Ben, bunun üstesinden geleceğim. Beşiktaşlılar rahat olsun. Biz, Beşiktaş’a yakışmayacak tutum ve davranış içinde olanların isimlerine bakmaksızın, tüzüğe uygun hareket edeceğiz. Hiç kimse, Beşiktaş’ın içinde kendine menfaat sağlayacak bir ortam bulamayacak. Hiç kimse Beşiktaş’ın sırtından geçinemeyecek.
Ben 6 sene Seba’nın yanında yöneticilik yaptım ve bir kişiye bile bilet vermedim. Şimdi basın da taraftarlar da rahatsız. Israr etmenin gereği yok. Basın tribünü eski yerine gelecek. Bizim taraftarımız, cebindeki simit parasını harcamayarak maça gelen insanlardan oluşuyor. Onları düşünmeliyiz. O tarzdaki taraftarların girmiş oldukları tribün neresi ise ona göre fiyat belirleyeceğiz. Onun haricinde kimseye bir ayrıcalık verilmeyecek.
Fulya Projesi’ni doğru buluyoruz. Finansını tamamen biz karşılayacağız. Bu proje yılda 18-20 milyon dolar gelir getirecek. Stat projesini de doğru. Zeminin aşağıya çekilip kapasite 10.500 kişi artırılacak. Ancak yapılacak olan proje için kazma vurma zamanı geçti. Haziran’da Nato zirvesi var ve bu hassas bölge trafiğe sık sık kapatılacak. Eğer kazmayı şu an vurursak, saha aramak zorunda kalırız. Bu nedenle projeyi bir yıl erteleyeceğiz.
İkinci yüzyıla girmiş kulübümüzün önüne hiç kimsenin çıkmasına izin vermem. Hele çıkıp da ‘ben şu kadar para vereceğim’ denilmesi, benim canımı acıtıyor. Sen para verebilirsin, bugüne kadar verenler de olmuştur. Bir insan, bir insana borç vermez mi? Ancak bu veren ile alanın arasında kalır. ‘Ben şu kadar para verdim, Beşiktaş benim sayemde buralara geldi’ demek, ‘Camianın önüne çıkıyorum, ben camiadan daha önemliyim’ manasına gelmektedir.
Yeni yönetim 2 ay sıkıntı yaşar. Ancak Hüsnü Güreli’nin iyi bir bilanço teslim etmesiyle yönetim rahat hareket eder. Kulüp yönetiminin kurumsallaşması, iş bölümünde uzmanlaşması gerekir. Bu birinci hedef. İkinci hedef ise sportif başarı. Şampiyon olunması durumunda ekonomik olarak da gelir elde ediliyor. Toplumun huzuru için 15-20 milyonluk taraftarı da iyi yönlendirmek gerekir.
Kongre üyelerinin listeleri gördüğü zaman Beşiktaş’ın geleceğini düşünmelerini istiyorum. Sanıyorum bu kongre elektronik olarak yapılacak. Şayet zarf usülü olursa, oylarını zarfların içine kendileri koysunlar. Başkalarının ellerini kendi zarflarına değdirmesinler. Herkes oyuna sahip çıksın. Kazandığımız veya kaybettiğimiz takdirde, 1 Haziran tarihi itibariyle ilk işimiz, her zaman olduğu gibi yine Beşiktaş’a hizmet etmeye devam etmek olacak."