Oğuzhan: "Fabregas ile aynıyız"

Beşiktaş forması altında sezona fırtına gibi başlayan Oğuzhan Özyakup, Arsenal menajeri Arsene Wenger'in genç gözdeleri arasında gösteriliyordu.

Beşiktaş forması altında sezona fırtına gibi başlayan Oğuzhan Özyakup, Arsenal menajeri Arsene Wenger'in genç gözdeleri arasında gösteriliyordu.

Geçtiğimiz aylarda özel bir röportaj veren Oğuzhan, Hollanda Milli Takımı'ndan gelen teklifi geri çevirip; Türk Milli Takımı'nda oynamak istediğini dile getirmişti.

Arsenal'e transferin nasıl gerçekleşti?

"Kulübün scout'ları (oyuncu gözlemcisi) beni Hollanda U16 Milli Takımı'nda oynarken izlemeye başlamış. 6-7 maçımı izlemişler. Bir yıl süren takibin ardından beni Londra'ya denemeye çağırdılar. Orada beğenilince transfer etmek istediler. Zaten ben AZ Alkmaar'ı ya Arsenal ya da Barcelona için bırakırdım ancak. Çünkü gelişmemde Alkmaar önemli bir yere sahip. Sonuçta teklifi kabul ettim."

"YA BARCELONA YA ARSENAL' GİTMEK İSTİYORDUM"

Genç bir oyuncu için o yaşta ailesinden uzak kalmak zor olsa gerek...

"Tabii ki zor oldu. Henüz 17 yaşındaydım ve ailemden ilk kez uzak kalacaktım. Yaşadığım çevre değişecekti. Arkadaşlarımdan uzak kalacaktım. Ama zor geçse de benim için çok iyi oldu ve futbol adına çok şey öğrendim. Sonuçta dünyanın en iyi kulübü Arsenal'e gittim. Bence dünyada genç oyuncuya önem veren iki tane büyükkulüp var; biri Arsenal diğeri de Barcelona. Hayalim ikisinden birinde oynamaktı, Arsenal oldu."

Alışma devresi nasıl geçti?

"İlk yarım sene zorluk çekmeyeyim diye Arsenal kulübü iki haftada bir beni Hollanda'ya ailemin yanına gönderiyordu. 2-3 gün ailemin yanında kalıyordum. Zaman zaman da beni görmeye ailem geliyordu. İlk yılımda çok zorlandım diyebilirim. Ailemden ilk kez uzak kalmıştım ve annemi, ablamı, babamı ve arkadaşlarımı çok özlüyordum. Ama alıştıktan sonra günler çok çabuk geçti."

"AKLIMDA HEP TÜRK MİLLİ TAKIMI VARDI"

Hiddink'ten sonra Abdullah Avcı ya da başka bir yetkili gelip seninle görüştü mü?

"Hayır. Daha sonra kimse görüşmeye gelmedi ama zaten benim gönlüm Türk Milli Takımı'ndan yanaydı. Hollanda'da oynadığım dönemde de kafamda hep Türkiye adına oynamak vardı. Alt yaş grupları çok önemli değildi. Ümit ya da A Milli Takım'dan teklif gelmesini bekledim ve Türkiye'yi seçtim."

Ailen kararını nasıl karşıladı? Hollanda cephesinden ne gibi tepkiler geldi?

"Son kararı bana bırakmışlardı ama babamın isteğinin Türkiye'yi seçmem yönünde olduğunu biliyordum. İnanılmaz mutlu oldular. Türkiye'yi seçtikten sonra Hollanda'daki hocalarımı aradım ve üzerimdeki emeklerinden dolayı teşekkür ettim. Onlar da bana başarı dilediler."

"FABREGAS'DAN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİM"

Küçükken örnek aldığın futbolcular kimler?

"Benim için dünyanın gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu Zinedine Zidane. Arsenal'e geldikten sonra ise Cesc Fabregas'ı örnek almaya başladım. Herkesten iki hamle öncesini düşünüyor. Top kendisine gelmeden nereye pas vereceğine çoktan karar vermiş oluyor. Onunla beraber antrenman yapma şansına da sahip oldum. Kendisinden çok şey öğrendim. Çok iyi çalışan iyi bir oyuncu. Takımda şu anda en beğendiğim oyuncu ise Robin van Persie."

En önemli özelliklerin olarak neleri sayarsın?

"Açıkçası kendim hakkında konuşmayı çok sevmem ama Fabregas ile özelliklerimiz birbirine çok benziyor. Oyun kurucu özelliğim var. Etkili paslarım var. Son vuruşlarımın da iyi olduğunu söylerler."
Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları