Şenol hocanın ilk şampiyonluğunda görüyorduk bu güzelliği.
Böyle oynayabilmek bir çok kritik şeyi doğru yapmaya bağlıdır.
Çok pas arası yapmalı, öne arkaya iyi koşmalı, kaybettiğiniz topu mümkün olan en kısa sürede geri kazanmalı, sahanın her yerinde iyi top gezdirmeli ve doğru zamanda atılan doğru toplarla kontrataklara çıkmanız gerekir.
Orta sahaya genç Dorukhan (Harikaydın kardeşim kutlarım) takviyesi, Babel ve Quaresma'nın geri koşuları, Medel'in her yere yetişmesi, Pepe'nin öne çıkışları, hatta Oğuzhan'ın ilk kez top ve adam kovalayışları Beşiktaş'ın tercih ettiği zor oyunu kolaylaştıran etkenlerdi.
Top kazanma süresi muhtemelen beş saniyenin altındadır, kontrataklara çıkış muhteşemdi, Mustafa Pektemek'in girmesinden sonra ön bölgede top tutma konusu da halloldu.
Beşiktaş muhteşem bir ilk yarı oynadı.
İkinci yarıda da belli bölümlerde aynı oyunu izledik.
Yine önde basan, kaybettiği topları anında geri kazanan, iki pasla rakip ceza sahasına giren Beşiktaş son darbeyi vurma konusunda başarılı olsa farklı bir galibiyet alması işten bile değildi.
Ancak ikinci gol gelmeyince vites düşürmek şarttı, Şenol hoca da Dorukhan- Ljajic değişikliğiyle bunu hedefledi.
Ancak son dakikalarda yorgunluk baş gösterince Genk iyi baskı kurdu ve bu kadar ezildiği maçta puan almayı bildi. Bir gol atabildik, maç boyu şaşkın ördek gibi gezen Genk beş dakika oynadı ve golünü de attı.