'Ya öleceğiz ya da...'

Önder Özen, Beşiktaş’taki yapılanmayı anlatırken Kartal'dan örnek verdi.

Beşiktaş’ta sezon başında göreve gelerek ateşten gömleği giyen, futbol direktörü titriyle siyah-beyazlı takımı ayağa kaldırmayı misyon edinen Önder Özen, GQ Türkiye’nin eylül ayı sayısına konuştu. Bilic’le yaşadıklarından, planlarına önemli açıklamalarda bulunan Özen’in satır başları şöyle: “İş zor olmasa bana ihtiyaç olmazdı. O yüzden, zorlukları olduğunu biliyordum ama aşmak için yeterli enerjiye sahibim. En çok zorlandığım şeyler transfer soruları oldu. Asli görevlerim ve benden beklenenler var. Medya ile iyi iletişim kurmak da bunlardan biri. Bu konuda o kadar da iyi bir başlangıç yapamadım. Beşiktaş’a geldiğimde, büyük bir kesim bana ‘Yabancı toprağa bastın’ hissi aşıladı. Sanki bir suç işlemiş gibi karşılandım. Benden nefret eden insanların karşısına çıktım, o kötü elektriği hissettim. Haber kaynağı olmadığım için rahatsızlık var ama doğru kaynak ben değilim. Yeterince kaynakları var zaten, bana ihtiyaçları yok.”

‘O gün gelmedi’

“Futbolcuları motive etmem gerekirse onlara 40 yaşındaki kartalın hikayesini anlatırım. Kartallar ikiye ayrılır: Ölenler ve hayatta kalanlar…
Normalde 80 sene yaşayabilirler. 40 yaşına gelmiş bir kartalın gagası eğrilmeye başlar. O yaşlara gelen bir kartal av yeteneğini kaybeder. Bu yüzden çoğu, en yüksek kayanın üstüne çıkıp ölümü bekler. Ama şunu da bilirler; eğer gagalarını kırabilirlerse bir şansları vardır. Gagasını kayalara vura vura, kırar. Gaga düştükten sonra, 20 günde yeni gaga gelir. Bu da çok acılı bir işlemdir. Aç, susuz geçen 1-1.5 aylık sürenin ardından yeni bir gaga, daha güçlü pençeler ve kanatlarıyla yeni bir kartala dönüşür. Bu sayede bir 40 yıl daha yaşayabilir, reenkarnasyon gibidir biraz. Biz aslında Beşiktaş olarak tam da bu durumdayız. Gagasını kırmak zorunda olan bir kartalız. Kayaların üstündeyiz, açız ama o gagayı kırabilirsek daha yükseklere uçarız. Bunu oyunculara daha anlatmadım ama henüz o gün gelmedi.”

’Bilic benim psikoloğum’

Bilic’le aramız çok iyi. Sıkıntılarımızı bile paylaşıyoruz… Odasında deri bir koltuğu vardır, üçlü. Bir gün orada oturdum. Beni dinlerken, bazı tavsiyelerde bulundu ve o konuşma beni gerçekten çok rahatlattı. Odadan çıkarken arkamdan ‘Hey, 200 dolar!’ diye seslendi. ‘Bir saat psikolog ücreti’ dedi… Birbirimize psikologluk yapıyoruz.”

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları