Süleyman Seba olmak

Ölümünün 9. yıl dönümünde onursal ve efsane başkanımız Süleyman Seba'yı özlemle anıyoruz.

Ahlaklı, şerefli, saygıdeğer olmak kolay!.. Dürüst, hakkaniyetli, nazik davranmak da öyle.
Saygı, sevgi ha keza...
Herkes istediği zaman centilmen de davranabilir, asil de.
Ve herkesin hepsinden “yapmışlığı” vardır.

Önemli olan bunları bir ömür boyu sürdürmek, ne cefa çekerken ne de sefa sürerken bir milim dışına çıkmadan yürüyebilmektir hayatta.
İşte o zaman Süleyman Seba olur insan.
O zaman, birkaç kez elini sıkıp birkaç nezaket cümlesi dışında ilişkisi olmamış insanlar bile göz yaşı döker arkasından.

Çünkü biz biliriz ki, kaybımız sadece bir fani değildir. Onun kişiliğinde yoğunlaşmış ve anıt haline gelmiş faziletler de eksilmiş olur dünyadan.
Yok olmazlar...
Bölük börçük yaşarlar onda bunda.
Ama tekrar bir kişide toplanması, o kişinin mihenk taşı haline gelmesi o kadar zordur ki.
Hem Süleyman Abi’ye yanarız, hem de onla birlikte sonsuza uğurladığımız imrenilecek yönlerine.
Ağlarız.

Sahi... Ne muhteşem bir hayat oldu Süleyman Abi’ninki...
Her türlü dünyevi hırs ve insani zaaflardan azade, rekabete bile asalet katan “saygı alışverişi” merkezli sürdü; öyle de bitti.
Başarı falan bir yere kadar... Tıpkı servet gibi.
Delili, nice başarılı veya bol paralı adamlar gelip geçti bu dünyadan,  çok azı Süleyman Abi gibi boşluk yarattı yüreğimizde.

Hayata vedası bile anlam kattı hayatımıza Süleyman Abi’nin!
Onun şahsında kibarlık kutsanıyor bu ülkede.
Ahlak ait olduğu yere, göklere çıkarılıyor.
Kibarlığa, centilmenliğe hürmete ağıt yakılıyor, hürmet ediliyor.
Demek ki, neymiş?
Kupayla falan bitmiyor iş.
Bu gubbede hoş seda bırakmak lazımmış.
Püf noktası “sevgi ve saygı”.
Olmazsa olmazı “her koşulda, daima”.
Seba gibi. 
Mekanı cennet olsun demeğe gerek var mı bilemem. Başın sağ olsun sevgili ülkem."
Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları