Spor camiası ve spor basının önemli isimleri Efsane başkanımız ve değerli büyüğümüz Süleyman Seba'yı anlattı.
Fanatik gazetesi muhabirleri efsane başkan Süleyman Seba'yı anlattı.
İşte hüzünlü ve bir o kadar güzel Süleyman Seba anıları;
Fanatik’in kuruluşundan kısa bir süre sonra... Yeni reklamlarımız bomba gibi ortalığı inletiyor... BABA KARTAL reklamı çekmek istiyoruz. Necil Ülgen, Faik Gürses ve ben, Akaretler’deki kulüp binasına gidiyoruz. İlk kez tanışacağım büyük başkanla. Heyecan da haliyle büyük... Odaya alınıyor ve beklemeye başlıyoruz Süleyman Seba’yı... Hışım gibi dalıyor içeri... Arkasından da bir kulüp çalışanı. Öyle bir bağırıyor ki, korkudan hepimiz siniyoruz koltuklarımıza. Bir dargın bir barışık olduğu Faik Gürses’i görünce, “Zaten bu adamla geldiyseniz, ne derseniz hayır cevabı alırsınız” diyor Necil’le bana dönerek. Orada bir kavga kopuyor, Faik abiyle arasında ki, gülsek mi ağlasak mı, birbirimize bakakalıyoruz. İlk tanışma fırtınalı, ama ondan sonrası muhabbet dolu yıllar, yıllar geçip gidiyor. Nur içinde yat büyük başkan.
Can Uyguç
‘Artık Barcelona taraftarıyım’
Süleyman Seba’nın evindeyiz. TV izleyip, izlemediğini soruyoruz. Hayır diyor. Ya Beşiktaş maçlarını? diye devam ediyoruz; Beşiktaş artık tat vermiyor. Ben artık Barcelona taraftarı oldum, TV’den sadece Barcelona maçlarını izliyorum serzenişinde bulunuyor efsanevi Başkan. Sonra 83’üncü doğumgününde ona büyük bir sürpriz yapıyoruz. Seba’ya Barcelona forması hediye ediyoruz, gözleri doluyor. Teşekkür ediyor. Keşke bir de Barcelona maçını canlı izlettirmiş olsaydım rahmetliye, keşke...
Mehmet Demircan
Dizi oyuncusu Seba!
Süleyman Seba başkanlığı bıraktıktan yıllar sonra taksiyle bir yere gidiyormuş. “Dostlar Sofrası”nda bize anlattığı o komik anıyı kendi sözleriyle aktarayım: “Arka koltukta oturuyorum. Gençten bir şoför, hem arabayı kullanıyor hem de aynadan bana bakıp duruyor. ‘Ne o birine mi benzettin’ diye sordum. Şoför, ‘Kusura bakmayın beyefendi. Sizi ünlü birine benzettim. Bir dizide oynuyorsunuz değil mi? Dizinin ismini hatırlamadım da’ diye cevap verdi. Ben de hiç bozuntuya vermedim, ‘Yok değilim’ dedim. ‘Ama çok benziyorsunuz’ dedi. Ben de ‘Yok yok, sen benzetiyorsun’ diye geçiştirdim.” Beşiktaş Kulübü’nün en görkemli döneminde görev yapıp, altın harflerle tarihe geçen Süleyman Seba, mütevazılığı hiç elden bırakmazdı.
Coşkun Türk
Palavracılar
Bir dönem Süleyman Seba ile birlikte İstanbul Avcılık ve Atıcılık Kulübü’nü mesken tutmuştuk. İstinye’de yeşillikler içerisindeki mekanda, Fikri Başkan’ın misafirperverliği sonunda fahri üyelik bile vermişlerdi.
Avcılıkla, atıcılıkla pek işimiz olmasa da, kulübün ortamı bizi oraya çekiyordu. Kışın şömine, yazın bahçe sohbetleri insanı mest ederdi. Bunların birinde Süleyman Ağabey, gazetecileri - yani bizi- göstererek, “Avcılar, atıcılar tamamdı, şimdi palavracılar da geldi. Eksik kalmadı” diye takılınca herkes gülmekten yere yattı.
Mustafa Anıklı
Muhteşem Süleyman
Beşiktaş üst üste 3 yıl şampiyon olmuştu. Ben de özel bir iş yapmak istedim. Seba döneminde Kartal 22 kupa kazanmıştı. ‘Muhteşem Süleyman’ başlığında Seba’ya kaftan giydirmek istedim. Şiddetle karşı çıktı. Kabul etmedi. 2-3 hafta sonra Kumkapı’da yemekteyiz. O dönemde meyhane baskıları vardı gazetelerin. Bir baktım Tercüman Gazetesi’nin kapağında kaftan giymiş Süleyman Seba... Çok şaşırdım. Tesadüfen Süleyman Abi de o gece Kumkapı’daydı. Yanına gittim ‘bana yardımcı olmadın başkan ama bu ne dedim...’ bana cevabı ‘O montajdır Bilal” diyerek herkesi kahkahaya boğmuştu...
Bilal Meşe
Kafayı mı yedin!
John Benjamin Toshack teknik direktörken Süleyman Seba da kulüp başkanıydı. Benden futbolcumuz Geremi’yi istediği zaman Akaretler’de bir otelde buluştuk. Ben 2 milyon dolar istedim. ‘Cavcav sen kafayı mı yedin, sen ne konuşuyorsun? Biz 2 milyon dolar veremeyiz’ dedi. Ben de ‘Peki Süleyman Ağabey ben de aşağısına veremem’ dedim. Sonra Toshack, o sene Real Madrid’e gitti. Real Madrid Geremi’ye talip oldu. O zaman 2 milyon dolara almadılar, sonra ben 5 milyon dolara Real Marid’e sattım.”