Akşam gazetesi yazarlarından Ali Ece, takımımızın kaybettiği iki puanı fizikselden çok ruhsal kondisyona bağladı.
Normal sebepler'den dolayı ligimizde üst üste bu kadar maç oynansa 'Sabah 6'da yola düşüp 9'da eve gelen karşılığında da sadakadan bozma asgari ücret alan vatandaşın yanında kimse yorgunluk bahanesinin arkasına saklanmasın!' deme hakkımız olabilirdi.
Ancak Türk futbolunu yönetemeyenlerin basiretsizliği yüzünden sıkışan lig fikstüründe, fiziksel yorgunluktan daha vahim bir bela var. 'Motivasyon yorgunluğu' ya da 'ruhsal kondisyon eksikliği' olarak niteleyebileceğimiz bu bela, dün Beşiktaş'ın en önemli sorunuydu.
QUARESMA'SIZ KISIRLIK
Tabii ki as oyuncuların eksikliği de bu 'ruhsal kondisyon yetersizliği'ni negatif bağlamda artırdı. Sergen tarihsel örneğinden de bildiğimiz gibi 'arızalı yıldız'ların saha içindeki asıl değerleri, yokluklarında daha iyi anlaşılıyor. Quaresma'nın yokluğu da dün gece kendisini en acı şekilde hissettirdi. Hele hele o sakatlıktan önce son 4 maçta takımın kolektif gücü lehine perdahladığı yetenekleriyle tadından yenmeyen Q7'nin yokluğunda Beşiktaş hücumda çok kısır kaldı.
Q7'siz Beşiktaş, 90 dakika boyunca topu topu 4 korner kazanabilince duran topların efendisi Fernandes de teknik hünerlerini sadece 'durmayan toplar'da sergileyebildi ve bu sefer maalesef yetmedi!
90+2'de maç 1-1'ken yılların tecrübesi Rüştü'nün hiçbir takım arkadaşı top almak için gelmeyince degajı rakip kaleci Ertuğrul'a attığı an, Beşiktaş'ın 'ofansif yaratıcılık kısırlığı'nı simgeleyen andı.
SİVOK'U ARAMAK!
İlk yarıda Holosko'nun maalesef hayalet Casper edasıyla rakiplerin içinden geçmeye çalışması ve Beşiktaş'ın 'takım hücumu'na neredeyse hiçbir katkı sağlayamaması, 2008-09 model Holosko ile 2009-10 model Holosko arasındaki gece ve gündüz kadar büyük çelişkiyi akıllara getirdi.
Holosko özellikle kapanarak oynayan rakiplere karşı ilk 11'de başladığında Beşiktaş'a Mister Hyde kadar zararlı. Ancak çifte kupalı 2008-09'daki gibi daha çok 'çilingir yedek' kontenjanından oyuna sonradan girdiğinde Beşiktaş'a Doktor Jekyll tadında faydalı.
Yenilen gol dahil savunmaya dair en büyük sıkıntı ise Sidnei kaynaklıydı. Forvetlerinin en önemli özelliği hızı olan Samsunspor'a karşı en büyük dezavantajı yavaşlığı olan Sidnei, Sivok'un dönen toplardaki ribaund süpürücülüğünü çok arattı!