Ruhları yanmış ruhlar!

Hürriyet gazetesinin usta kalemlerinden Orhan Can, her zaman alıştığımız farklı tarzıyla Beşiktaş taraftarının ruhunu incitenlere kızdı.

Beşiktaşlı oyuncular ısınırken ben, “Adam gibi maç olsun” diyorum..
Kendi kendime konuşuyordum ama “Görmezlikten gelme, kayrılma, torpil istemem”
Mesela, Beşiktaşlı bir oyuncu diğer oyunun sırtına kramponla basar ve buna kırmızı kart göstermezse, öteki dünyada da o hakemin yakasındadır yirmi tırnağım..
Ya da kalecinin tuttuğu topu eliyle alan bir Beşiktaşlı oyuncuya kart göstermezse, o hakeme de yuh olsun!
Hatta, “Öyleydi böyle oldu” manşetleri atılsın..
Öyle kayırma, böyle iltimas yaptıktan sonra çocuklarının yüzüne nasıl bakar insan..

Ya da bir siyah - beyazlı oyuncu hakeme tükürdüğü halde “Tükürmedi” diye itiraz eder edilir, verilen 12 maç ceza 4 maça düşürülürse onu da kabul etmez Beşiktaşlı!
“Bendense, en kötü suçu işlese bile suçsuzdur” demez Beşiktaşlı..
Çünkü ahlaki çöküntüdür bu!
Daha önce “İftiralardan” dert yanıp, daha sonra sen başkasına iftara atmayacaksın..
Bir hakemin hayatını karartmayacaksın !?
Yani, sana yapılan zulmü sen başkasına yapacaksın..
O zaman, sana daha önce yapılanlar için ağlamayacaksın..
Mazlumken zalim olmayacaksın..
Anla artık!
Anla ki, “Yapanın yaptığı yanına kar kaldığı sürece” o da seni, 4. dakikada kırmızı kart görerek yalnız bırakacaktır..
Sen öyle yapma..
Böylece başkaları gibi uzatmalar hariç, 86 dakika ölüp ölüp dirilme..
Çünkü, “Yapanın yaptığı yanına kar kaldığı sürece bir daha yapacaktır..”(X)
Bu söz, insanoğlu için kanundur unutama!

xxx
Neyse ya,
Buz gibi bir İnönü gecesi..
Hava açık olsa, yıldızları görürsünüz..
İnönü’nün üstünde “Siyah” zemine yayılmış milyonlarca “Beyaz” yıldızı görürsünüz..
Bu, ‘Siyah ve Beyaz’ın hiç bitmeyen balayının destansı fotoğrafıdır..
İşte bu yüzden, şartlar ne olursa İnönü’ye gelmeye çalışırsın..
(Besbelli sevdiğini görmek için tabii..)
O yüzden “Futbol basit duyguların işidir, o yüzden sevilir” diyen cahillere inanmayın!
Hem cahil hem hasettirler..
Futbol karışık duyguların işidir. Basit değildir asla, basitçe sevilir sadece..
Bu nedenledir ki, koca koca genel müdürler, nice edebiyatçılar futbol aşığıdır..
Şairlerin, ressamların, kısaca sanatçıların çoğu bu yüzden bayılırlar bu futbola..
Çünkü; futbolun estetiği sanata, yaratıcılığı sanatçıya, yardımlaşması proletaryaya, anlık kararları IQ’ye yani bilime, kaçan fırsatları ahlara vahlara, yanlışları keşkelere, yenilgisi hüzne, yengisi sevince, sevgisi aşka benzer..vs vs vs
Yani, insani duyguların tamamına hükmeder..
“Okyanusta ölmez de insan, gider bir kaşık ‘sevda’ da boğulur” diyor ya Cemal Süreyya..
Öyle bir şeydir işte takım sevdası..
Bu yüzden, kimilerini sen den nefret etmesinin nedeni senin gibi olmaya çalışıp da olamamasındandır.. Kıskançlığındandır, hasetindendir..
Ruhları yanmıştır onların..
Yanık ruhlardan uzak olacaksın..
Yanık ruhların vicdanı, insani yani kalmamıştır..


xxx
Niang iyi bir topu kaleciye nişanladı. Yakışmadı ona..
“Seni o topu köşeye bırakman için aldılar..
Öyle olacağını bilsek, senin yerine genç birini orada oynatırlardı..
Haydi esmer çocuk..” diyorum kendi kendime..
Esmer çocuktan değil ama sarışına yatan çocuktan, Ersan Gülüm’den geldi gol!
Önündeki Gaziantepliler’e rağmen “Kule” gibi yükseldi..
Acaba TV spikeri, 35’lik “Tekaüt” futbolcunun attığı golün kopyasını atan Ersan için de bağır bağır bağırıyor mudur..? “Dünya hayran kalır”, “Füze gibi yükseldi” filan der mi acaba..!?
Muhtemel ki demez!
Xxx
Maçın Mektubu..
“Sevgili Hakem Bey,
Misal, Gaziantepli oyuncu işaret parmağı ile hakemin göğsünü vuruyor.
Hakem ses etmiyor.. Olmaz, anacağım vereceksin cezayı..
Çünkü maçın başında bunları hoş görürsen ilerleyen dakikalarda seni “Hoşgörüler..”
Ya da Niang havada yükselmiş, arkadan beline vuruyorlar..
Buz gibi penaltı ama sen “Eline çarptı” diyorsun..
Olmuyor işte, adil olmuyorsan adil olmaya çalışmalısın hakem beyciğim.
Bak, yüzüne tükürüldüğü halde “Tükürülmedi”, “Bilinmeyen bir sıvıdır” diyerek, haksız çıkartılan arkadaşına vicdanı olan herkes üzüldü..!!
Mesela dirsek atan Gaziantepli oyuncuya kırmızı kart göstermeyip ne gösterecektin!?
Sakın yanlış anlama hakem bey, ben sana kızmıyorum..
Çünkü torpil morpil istemiyorum.
Ben, dünyaları kaçıran Beşiktaşlı oyunculara kızıyorum.
Hepsi bu..!!
Çünkü tarihi yenilenler değil, yenenler yazar..
Tarih denen mezarlıkta, yenildiği için yok olup gitmiş nice topluluklar vardır.
Bu yüzden, büyük takımsan sahadaki her şeyi yeneceksin..
Adaletsiz hakemleri de yeneceksin..
Bak bu arada, günün kehaneti ön sıradaki Beşiktaşlıdan geldi:
“Eyvah rakip 10 kişi kaldı..”
Antep golü buldu..
Kehanet gerçek oldu..
İnanın size kızmıyorum..
Dünyanın fırsatını kaçıran Beşiktaşlı oyunculara kızıyorum..
Karşı karşıya kalıp da atamadıkları pozisyonlara hayıflanıyorum..
Niang'ı çıkardı Muhammed’i oyuna aldı Hoca..
Diğer değişiklik 3 dakikalık uzatmada geldi aklına..
Yine “Feda” diyerek cipe binmelerine öykünüyorum elbet..
Her hafta 3 - 5 binlik gıcır gıcır elbise giymelerine..
Bak, taraftar yönetimi protesto ediyor..
Gaziantepli oyuncuları ise alkışlayarak uğurluyor Beşiktaşlılar..
Ben size, hiç kızmıyorum Hakem Beyciğim..
Ben ruhumu incitenlere kızıyorum..!!”

Bu gecenin sonu böyle olmamalıydı..

OC kaçmıyor bu gece..
En Kalbi Muhabbetlerimle..
Ben CAN, Orhan Can..

(X) Yukarıdaki o büyük tespit, karanlık beyinlerin hain pusuda şoförü Sinan Ercan ile birlikte şehit ettiği rahmetli Çetin Emeç’e aittir..

Bu arada, bana “Acı iyidir, Antep acısı daha da iyidir”:)))) diye mesaj atan üniversite arkadaşım sevgili Nuray Coşan Temiz’e karşı cevabımı saklı tutuyorum..

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları