"Oğuzhan'a hayranım"

Beşiktaş'ın Torku Konyaspor'u 3-1 mağlup ettiği karşılaşam sonrasında spor yazarları siyah-beyazlı takımın galibiyetini değerlendirdi.

Spor Toto Süper Lig'de Beşiktaş, Torku Konyaspor'u 3-1 mağlup etti. Usta kalemler karşılaşmayı değerlendirdi...

METİN TEKİN: Yetenek ve performans

Beşiktaş son 4 maçta 9 gole ulaştı. Sezona yine benzer şekilde girmişlerdi. Bu hücumsal hareketlilik sezona yayılır mı?
Tek bir maçta ligin bundan sonraki görünümünü görmek çok gerçekçi olmaz. Evet, özellikle maçın ilk yarısının sonları hücum anlamında bence ligin ilk 4 maçından bile harika hücum organizasyonuydu. Bu biraz da Beşiktaş'ın ideal hücum organizasyonuydu.
Dört maçta 9 gol bulmak, ligin kaderini belirler ama Fenerbahçe maçı Beşiktaş için kritik bir viraj olacak.

Olcay Şahan ve Gökhan Töre'nin performansı galibiyettte önemli rol oynadı. İki oyuncunun yükselişini neye bağlıyorsunuz?
Gol anlamında daha baskınlardı. Oyunun geneline baktığımızda oyunlarının daha farklı olduğunu diyebiliriz. Bu biraz da Konyaspor'un savunmasındaki eksikliklerden kaynaklandı diyebiliriz. Özellikle ilk yarıda savunmada az adamla yakalamaları ve Oğuzhan'ın golünde müdahale dahi edememeleri çok önemli bir hataydı.

Oğuzhan sahanın yıldızıydı, artık Beşiktaş'ın en önemli yıldızı Oğuzhan diyebilir miyiz?
Oğuzhan'ın 90 dakikası bize sağlıklı sonuç vermez ama tabii ki yıldız olmaya aday. Fakat kesinlikle süreye ihtiyacı var. Yetenekli oyuncu ama performansa ihtiyaç vardır. Bunun içinde devamlılık ve süre önemlidir.

Fernandes sürpriz şekilde sahaya döndü. Performansını nasıl buldunuz?
Fernandes'in çıktığı dakikaya kadar baktığımızda bir eksiğini görmedik. Tabii ki skorun 3-1'e gelişi, gerekse fizik olarak düşüşü çıkmasında bir etkendi. Ben Fernandes'i Fenerbahçe maçı öncesinde çok etkili olmasa da fena bulmadığımı söyleyebilirim.

Beşiktaş, Konyaspor'a ikinci yarıda çok fazla şut şansı tanıdı. Bunun sebebi 3-0'ın verdiği rahatlık mıydı?
Burada oyun gücünden bahsedersek, bu Beşiktaş'ın geçen seneden beri yapamadığı 'tempoyu kendi belirleyememesi' durumu etkili. Bu da topa sahip olarak başarabilir. Koşar özellikli Holosko'nun da artık kadroda yer alması önemli.

TURGAY DEMİR: Derbi de böyle olur

Bir saptamayla başlayalım; muhtemelen bu hafta sonu Kadıköy'deki derbiye de aynı 11'le çıkacak Beşiktaş. Yani Atiba'yı yine savunmanın solunda izleyeceğiz. Peki bu Beşiktaş derbide ne yapar? Sorunun iki cevabı var... Cevap one; ilk yarıdaki Beşiktaş tıpkı Bursa'daki gibi iyi bir galibiyet alır. Cevap two; ikinci yarıdaki Beşiktaş bir puanı bile kurtarmakta zorlanır.

İki Beşiktaş arasındaki fark nedir derseniz bence şudur; birinci Beşiktaş'ta Fernandes, Oğuzhan mücadele ediyor, Almeida gezegen, Olcay ve Gökhan Töre çabuk oynuyorlar. Konyaspor karşısında ilk yarıda gördüğümüz manzara böyleydi.İlk 45'te ön bölgede seri paslaşmalarla rakip savunmayı şaşkına çeviren bir Beşiktaş izledik. Bu futbol üç gol getirdi.

Rehavet çöktü
İkinci yarıda rehavet çöktü, Fernandes ve Oğuzhan durdu, Almeida bölgesinde gezinmeyi bıraktı, Töre ve Olcay yavaşladı. Hal böyle olunca uyuyan Konya uyandı ve golü de bulduktan sonra iyi oynamaya başladı. O farklılığı yaratan oyuncuların başında Djalma ve Borek vardı. Tam bu noktada; "Uğur Tütüneker böyle iki yüksek kalibreli oyuncuyu neden yedek bırakır" sorusu akla geliyor. Cevabı Uğur hocada, bende değil!

Ya Bilic derseniz, şunu derim; takımın uyuduğunu geç fark ediyor. İkinci yarıya başlarken orta alanı takviye etmiş olsa muhtemelen Konya'yı uykusundan uyandırmayacaktı. Değişikliklerin tümü doğru ama geç yapıldı. Uzatmayalım; öndeki 5'lisi koşan bir Beşiktaş her takımı kolay yener (Bkz: ilk yarı), o 5'linin durması halinde ise (Bkz: ikinci yarı) Beşiktaş için hiçbir maç kolay olmaz! Derbinin ne olacağını da sanırım öncelikle bu "5'linin performansı" belirleyecektir.

ERMAN TOROĞLU: Bana önce rakibini söyle!

Türkçe'de bir deyim vardır. 'Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim' diye. Bunu ilk yarı için şöyle değiştirebiliriz. 'Rakibini söyle, sana ne oynadığını söyleyeyim.'
Koca 45 dakikada Beşiktaş kalecisi bir defa yere yattı. Onda da top arkadaşı tarafından gönderilen tehlikeli bir geri pasından. Peki Beşiktaş hiç mi bir şey yapmadı, hayır!. Onlar da güzel şeyler yaptılar. Ama Konya ilk 45 dakika çok kötü olduğu için Beşiktaş iyi gözüktü. Ve maçı 3-0'a getirdiler.

Güzel de goller atıldı. Organize. İkinci yarı Konya biraz kımıldamaya başladı. Bayağı iyi mücadele etmeye başladılar. Nitekim 3-1'den sonra bu sefer Beşiktaş panikledi. Aslında maç Beşiktaş'ın istediği şekle dönmüştü. Konya arka tarafta açık alanlar bırakıyordu. Siyah-beyazlılar zaman zaman iyi çıkmalarına rağmen finalde topu iyi kullanamayınca, maç hep korku filmi gibi oldu. Konya ikinciyi bulsa Beşiktaşlıların elleri ayakları kesilecekti.

Konya'nın attığı golde Beşiktaş kalecisinin hatası var. Önce Aksaray'a gitti, sonra Eminönü'e geldi, sonra da golü yedi. Aksaray'a gitmeye karar vermişsen gidip orada işi bitireceksin. Eğer yarı yolda döneceksen o zaman Eminönü'ndeki durağında bekleyeceksin. Yalnız 10 dakika sonra bir top çıkarttı. Mükemmel. Hatasını affettirdi.

YERE DÜŞMELERİNİ ÇÖZEMEDİM
Beşiktaş'ın attığı birinci golde Almeida'nın iyi ki ayağı kaydı. Yere düştü, sonra arkadaki arkadaşı golü yaptı. Ayakta kalıp topa girse ofsayt olacaktı. Almeida'nın ayağı kayıp yere düşmesi deyince, dün futbolcuların yere düşmelerini bir türlü çözemedim. Maçtan evvel bir saat ısınma yapıyorlar. Demek ki ısınmada dalga geçmişler. Tam ısındıktan sonra yükleme yapmamışlar. Yani ani hareketlerdeki sahanın kayganlığını çözemediler. Böyle üst düzey takımlarda çeşit çeşit krampon olması lazım veya ayakkabı. Bir kulüp her şeyiyle profesyonel olmalı. Malzemecisi dahil.

JENERATÖRLE MAÇI OYNATMAK LAZIM
Dakika 88: Işıklar sönüyor en az 7-8 dakika bekleniyor. Gece maçlarının özellikle jeneratörle oynanması lazım, şehir cereyanıyla değil. Eğer jeneratör arızalanırsa şehir cereyanını sokacaksın devreye. Çünkü jeneratörün arızalanma olayı şehir cereyanının arızasından daha azdır riski. Artık zamanımızda ikisini de otomatik devreye sokup çıkaran sistemler var. Yani oyun hiç durmadan devam ediyor. Ama biz ihtiyar futbolculara para yatırmaktan bu işlere vereceğimiz üç beş kuruştan kaçıyoruz.

GÖKHAN'IN KAFASINI KARIŞTIRIYORLAR
Hakemi zorlayacak bir maç olmadı. İki takım futbolcuları da iyi niyetli mücadele ettiler. Bilic, Fenerbahçe maçını da düşünerek Almeida ile Fernandes'i dışarı aldı. Hadi Almeida da haklı. Milli takımda oynadı. Fernandes nerede yoruldu ki oyundan çıkarıyor. Ama 'Sakatlığı vardı. Onu düşündüm' diyebilir. Gökhan Töre kötü maçlarına göre biraz daha kımıldadı. Ama sezon başındaki Gökhan değil. Belki de çocuğun kafasını fazla karıştırıyorlardır.

RIDVAN DİLMEN: İlk yarıda Konya, ikinci yarıda Kadıköy!

26 ile 41 arası üç tane birbirinden güzel gol... Antrenmanlarda hücum çalışmalarında, özellikle kontratak çalışmalarında görebileceğimiz türden çok güzel goller. Gökhan Töre iki asist. Hem Olcay'dan hem de Almeida'dan isabetli güzel vuruşlar. Daha sonra Oğuzhan'ın merkezden gelip bireysel yetenekleriyle bitirdiği isabetli vuruş... Beşiktaş, üstün, hızlı, üç maçtır evinde kazanamamanın verdiği hırs ve arzunun üstüne kaliteyi de koyarak ilk 45'te kopardı maçı. Bizler; yani dışarıda olanlar, ilk yarıda iki değişiklik hakkını kullanan Konyaspor için ikinci yarının zor geçeceğini düşünüyorduk. Ancak gördük ki aynı düşünceyi Beşiktaşlı oyuncular da paylaşıyor. Devrede artık bu maçı bırakıp 5 gün sonra oynanacak olan Fenerbahçe derbisine hazırlanmaya başlamışlar. Fakat Konyaspor'un bulduğu gol ve üst üste gelen atakları, oyunun son 15 dakikasında Beşiktaş'ın biraz daha toparlamasına sebep oldu. Son paslarda ve son vuruşlarda biraz daha isabetli olabilselerdi pek de sıkıntı yaşamayacaklardı zaten. Beşiktaş özellikle ilk yarıda oynadığı oyunla galibiyeti fazlasıyla hak etti. Ligin daha henüz başı olmasına rağmen belki de kendi adına final maçı olarak gördüğü Kadıköy'deki Fenerbahçe karşılaşmasını beklemeye başladı. Beşiktaş'ın bir artısı da ceza sınırındaki oyuncuların maçı kazasız geçmeleriydi.

TOLGA FORMUNUN ZİRVESİNDE
Oğuzhan'ın hızlı yükselişi devam ediyor. Kuvvetlendikçe oyundaki devamlılığı da artıyor. Biliç'in, Fernandes'i antrenman eksikliğinden dolayı daha fazla yormamak için çıkardığını düşünüyorum. Tolga ise dün akşam yaptığı kurtarışlarla formunun zirvesinde olduğunu bir kez daha gösterdi. Dün akşam alınan 3 puan haftaya oynanacak final (!) maçı öncesi Beşiktaş için çok önemliydi. Şimdi Kadıköy'e daha moralli gelecekler. Bence çok önemli bir konu da seyircisiz oynanan mücadeleler. Bu maçlara bir çözüm bulunması lazım. Benim aklıma gelen bir çözüm yok ancak bu işe bir çare düşünülmeli. Artık ülkemizde maçlar taraftarsız oynanmasın.

Oktay DERELİOĞLU: Jeneriklik goller ve Beşiktaş
Beşiktaş kendisi için handikap sayılabilecek bir zeminde oynadı. Bu hafta oynayacağı Fenerbahçe derbisi öncesi sakatlık problemi yaşamadan sahadan ayrılması çok önemliydi. Sahada ayakta durabilen futbolcu zor görünse de Beşiktaş gerçekten maçı ilk 45 dakikadaki oyunuyla koparttı ve rakibine şans tanımadı.

Beşiktaş, Oğuzhan ve Fernandes'in önderliğinde, kanatlardan Gökhan Töre ve Olcay ile birlikte, Almeida'nın en öndeki performansıyla Konya'yı ilk yarıda bitirdi. Atılan goller belki sezonun jeneriklik gollerine sahne oldu.

Gollerdeki paslaşma ve bitiricilik harikaydı. Maçın en önemli adamı gollerin hepsinde büyük pay sahibi olan Gökhan'dı. Bir de gol atabilse çok güzel olacaktı onun adına.

OĞUZHAN'A HAYRANIM
Uzun süredir performansında sessizlik hakimdi. Dün gece gerçekten o kötü zeminde bile inanılmaz topla harika işler yaptı. Oğuzhan'ın birazcık daha güçlenmesi halinde Türk Milli Takımı'nın gelecek 10 yıldaki en önemli beyni olacağını düşünüyorum. Çünkü harika bir kumaşa sahip. Beşiktaş takımı defansta çok büyük açıklar vermese de Konya özellikle ikinci yarıda pozisyonlar buldu. Beşiktaş bu karşılaşma ile Kayseri galibiyetinin anlamını pekiştirdi. Şimdi gözünü Fener derbisine çevirdi.

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları