Bilic: "Özür diliyorum"

Slaven Bilic, vedasının ardından Türkiye'deki günleri ile ilgili ilk kez konuştu.

Beşiktaş’ta iki sezon boyunca görev yapan teknik direktör Slaven Bilic, duygusal bir vedayla Türkiye’den ayrılmıştı. Havalimanında kalabalık bir taraftar grubunun yolcu ettiği Bilic, Türkiye’den ayrılmadan önceki son röportajını verdi. Bilic, merak edilen tüm sorulara içtenlikle yanıt verdi, şampiyonluğun neden kaybedildiğinden tutun, birçok konuda konuştu. İşte merakla okuyacağınız röportajın ilk bölümüyle Slaven Bilic sizlerle;

‘Herkes herkesi yenebilir’

“Bazen en büyük düşmanınız zaferdi. Özellikle Avrupa Ligi’nde Liverpool’u elediğimiz karşılaşmanın ardından takım bir anda göklere çıkarıldı. Hepimiz bulutların üzerindeydik. Sonrasında ne oldu? Gittik Balıkesirspor’la 2-2 berabere kalarak, 2 puan bıraktık. Türkiye Ligi’ni dışarıdan bakınca herkes çok kolay zannediyor. Alakası yok. Çok zor bir lig. Her takım burada birbirini yenecek kapasitede. Örneklerini zaten yakın zamanda hepimiz gördük. Şunu açıkça söylemem gerek. Süper Lig’de şampiyonluğu kaybetmemizin birinci nedeni stattır. Eğer kendi stadımızda oynasaydık, hakemleri de baskı altına alıp, çok daha iyi sonuçlar elde edebilirdik. Fenerbahçe ve Galatasaray, evlerinde oynadıkları için bunu çok iyi yaptılar. Taraftarlarıyla birlikte, hakemi baskı altına aldılar.”

‘Hiç şikayet etmediler’

“Bir takım için kendi sahasında, kendi taraftarında oynamak gibisi var mı? Her hafta farklı bir dejavu yaşıyorsunuz. Alıştığın bir zemin, alıştığın bir soyunma odası, içinde hatıralarının olduğu bir mekan yok. Sadece bu da değil... Örneğin golünü attıktan sonra her zaman sevincini yaşadığın bir yer yok. Sevincini eşinle, sevgilinle ya da ailenle koşarak kutlayamıyorsun! Böylece de futbolcu ekstra bir motivasyon sağlayamıyor. Stat, futbolcu ve takım için adeta bir evdir. Bizi elbette dışarıda destekleyen tüm taraftarlarımıza teşekkür ediyoruz. Ancak taraftar gücünü bu sebeplerden tam olarak hissedemedik. Futbolcularımın gezmekten başı döndü. Ama bir kere bile şikayet etmediler.”

‘Aklımı kaçırasım geliyor’

“Hakem kararlarının da, şampiyonluğu kaçırmamızda etkiliği olduğunu düşünüyorum. Cenk Tosun’un Gaziantep’e son anlarda attığı gol, santimlerle ofsayt olduğu için verilmedi. Sezon içinde birçok penaltımız çalınmadı ama, bunu nasıl gördüler anlamıyorum! Şunu da itiraf etmeliyim. Türkiye’de hakem olmak çok zor. İlk kez burada görüyorum. Maç bittikten sonra yorumcular ekrana geçip, bir pozisyonu 20 kez ileri-geri sarıp, tartışıyorlar. En ilginç olanı ise sonunda hiçbirinin ortak noktada buluşamaması! Akşam 10’da başlıyorlar, saatlerce sürüyor. Bazen yataktan kalkıp gece 3’te televizyonu açıyorum ve hâlâ tartıştıklarını görüyorum. Aklımı kaçırasım geliyordu.”

‘Taraftarlardan özür diliyorum’

“Taraftarlara tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Kesinlikle iyi bir kadromuz vardı. Ama son haftalardaki iyi oyunumuzu, kaliteyle birleştirmedik. Son vuruşlarda şanssızdık. Galatasaray ise şampiyon olurken, kritik haftalarda 4 maçını da 1-0’lık skorlarla kazandı. Buldukları pozisyonlar bizim yakaladıklarımızdan daha azdı. Ancak atmayı başardılar. Bir de bizim maçlara bakın... Topu kaleye sokamadık. Futbolcularıma o dönemde, ‘Beyler, bu iş şansla falan açıklanamaz. Galatasaray istiyor ve atıyor. Biz de daha çok isteyelim’ dedim ama olmadı. Taraftarlarımızdan özür diliyoruz. Onlara şampiyonluğu armağan edemedik.”

‘Para sıkıntısı oldu ama...’

“Beşiktaş’ta bizlerin ve oyuncuların paralarını zamanında alamadıklarına dair birçok haber yapıldı. Bunların, takım içindeki düzeni bozduğuna dair çok şey söylendi. Evet bazı sıkıntılar olmuş olabilir. Ancak bunlar asla çok büyük olmadı. Hayatın her alanında ekonomik sorunlar var. Ayrıca Şampiyonluk yolunda yarıştığımız Galatasaray ve Fenerbahçe’nin de, takıma zamanında para veremediğini duydum. Bizim futbolcularımız hep olgun davrandılar. Asla şampiyonluk yolunda bunları bir kez bile sorun etmediler.”

‘Derbilerin sorumluluğu benim’

“Eğer derbi maçları kaybetmek bir başarısızlıksa, sorumluluğu üzerime alıyorum. Ancak Galatasaray ve Fenerbahçe’ye karşı sahadan hep başımız dik ayrıldık. Biz bulup atamadık, onlar yakaladı ve attılar”

“Elbette Beşiktaş’ta, derbi zaferi kazanamadığım için üzgünüm. Eğer bu bir başarısızlıksa, sorumluğu üzerime alıyorum. Ancak oynadığımız tüm derbilerden başımız dik olarak ayrıldık. Ben de kendi kendime ‘Neden?’ diye sorduğum zamanlar oldu. Ancak biz pozisyon bulup atamazken, rakip yakaladığını attı. En yakın örnek olarak, Şükrü Saracoğlu’nda kaybettiğimiz son maçı gösterebilirim. Harika oynadık, rakipten daha net fırsatlar yakaladık. Ama Sow, zor pozisyonda galibiyeti getiren golü attı. Ayrıca derbilerde bize gösterilen kırmızı kartları da hatırlatmak isterim. Bunların altına sığınmak istemiyorum ama, çok kolay gösterilen kartlar oldu.”

‘En çok Beşiktaş’a...’

“Bir ara son 6 sezona, yardımcılarım sayesinde bakma fırsatı buldum. Derbi maçları öncesi cezalı duruma düşen oyuncu sayısı en çok Beşiktaş’taymış. Bu kadar denk gelir! Fenerbahçe ve Galatasaray’da sınırda olan oyuncular genelde kart görmüyor ama, bizimkiler hep atılıyordu. Bu da rakiplerimizin hakem üzerindeki baskısını bir kez daha açık şekilde ortaya koydu.”

‘Soyunma odasında hesap sormadılar’

“Başkan Orman ve yöneticilere teşekkür etmek istiyorum. Stat için çalıştılar, Töre, Sosa ve Demba Ba’yı aldılar. Ne maçın devre arasında, ne de yenilgiden sonra soyunma odasında bizden hesap sormadılar”

“Beşiktaş yönetimi, benim görev sürem boyunca takım için en iyisini yapmaya çalıştı. Başkan Fikret Orman ve diğer yöneticiler, stadı bitirmek için var güçleriyle çalıştılar. Belki söz verilen zamanlarda olmadı ama, statta hep bir hareket vardı. Sonuçta İstanbul’un göbeğinde stat yapmak öyle kolay bir iş değil. Başakşehir’de oynamak için ellerinden geleni yaptılar. Ama bilemiyorum, birileri tarafından engellendiler ya da izin verilmedi. Paraları zamanında vermek için çaba sarf ettiler.

‘Baskıdan uzak tuttular’

“Finansal sorunlara rağmen Gökhan Töre’nin bonservisini aldılar, Sosa’yı aldılar, Demba Ba’yı aldılar. Ne bir maçın devre arasında, ne de bir yenilgiden sonra soyunma odasına girip, hesap sormadılar. Ümraniye’ye ayak basmadılar. Bunlar için onlara teşekkür etmeliyim. Bizi hep baskıdan uzak tutmaya çalıştılar.”



Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları