Spor yazarı Uğur Meleke, Akhisar Belediyespor galibiyeti sonrasında Beşiktaş'tan övgü dolu sözlerle bahsetti.
Beşiktaş'ın Akhisar Belediyespor galibiyetinin ardından spor yazarı Uğur Meleke, Milliyet Gazetesi'ndeki köşesinde siyah-beyazlılardan övgüyle bahsetti. Uğur Meleke, Beşiktaş'ı İngiltere Premier Lig'de lider durumda olan Chelsea'ye benzetti.
İşte Uğur Meleke'nin o yazısı...
"Beşiktaş, belki ligin en yetenekli kadrosuna sahip değil; ama özellikle son iki ayda sahaya en iyi yayılan/alanı en iyi parselleyen/ en entegre çalışan takım konumunda. Belki şampiyon olamayacaklar ama takım olma yolunda muazzam mesafe kaydetmiş durumdalar.
Aynen Chelsea gibi... Onların da Messi’si, Ronaldo’su, Ribery’si, Lewandowski’si yok. Onlar da muhtemelen Devler Ligi’nde şampiyon olamayacaklar. Ama sahayı öyle iyi bölüşüyorlar, grup halinde öyle iyi hareket ediyorlar ki, siz biraz ciddiyetsizseniz size fatura kesmeleri 10 dakika sürüyor!
Galatasaray’ın Chelsea önünde TT Arena’da ilk 30 dakikada o kadar zor duruma düşmesinin nedeni sahaya yayılamaması idi. Mancini’nin Hajrovic sürprizi sonrası herkes biraz şaşkındı. Her oyuncu yeni görevini/alanını benimsemeye çalışırken, Chelsea turu kapıp gitmişti bile.
Dün de Akhisar, sadece 10 dakikada aynı duruma düştü. Hamzaoğlu’nun fantezilerinin bedeli, 10 dakikada maçı bitirdi. İlk gol, yeni görevini/alanını tanımaya çalışan Emrah’ın şaşkınlığının faturasıydı. İkincide Motta, şaşkın sağ bek Ahmet’in yanından öyle rahat ortaladı ki, Pektemek için golü yapmak çocuk oyuncağı idi. Manisa ekibi, 46’da bildiği düzene döndü; Emrah sağ beke, Kuate göbeğe geçince herkes orijinal pozisyonundaydı ama iş işten geçmişti. Genç Beşiktaş, gol attıkça özgüveni yükselen ve üstüne koyarak oynayan bir takım. Beşiktaş’ı durdurmak istiyorsanız, müsabaka başındaki istekli preslerini atlatmak, hatta ilk golü atmak zorundasınız. Beşiktaş kalan 8 haftada da öne geçtiği her maçın favorisidir bence...
**********************************
Atiba ya da “Yeni Guinti”
Kuzey Amerikalılar’ın görev bilinci yüksektir... İşlerini iyi yaparlar, sorumluluk duygusuna sahiptirler. 8 saatlik mesailerinin 7:59’unu değil, tam 8 saatini işe verirler.
Atiba transfer edildiğinde, hem orta saha rotasyonu kalabalık olduğu için, hem Serdar Kurtuluş’a hiçbir zaman ilk 11 oyuncusu olarak bakmadığım için sağ bekte oynayacağını düşünmüştüm. Ve doğrusu Hilbert’in gönderilip Atiba’nın getirilmesini çok mantıklı bulmamıştım...
Yanılmışım. Evet, sağ bekte Hilbert’in boşluğu doldurulamadı ama Atiba orta sahada taraflı tarafsız herkesin kalbini kazandı. Gerek iş disiplini, gerek düzgün karakteri, gerekse genç takımına yaptığı liderlikle bence sezonun gizli kahramanı olma yolunda. Sahada kapattığı açıklar ve iyi kullandığı toplarla da bana fena halde Guinti’yi hatırlatıyor.
1983 doğumlu olduğu da düşünülürse, Beşiktaş’a 2-3 yıl daha üst düzey hizmet edecek gibi.
**************************************
Yardımcıdan ofsayt dersi
Dakika 63’tü...
Beşiktaş savunmasından Motta’dan çıkan bir uzun topa hem Almeida hem Olcay hareketlendi. Top atıldığı anda Almeida savunmanın önünde, Olcay ise arkasında idi. Almeida’nın topa doğru hareketlendiğini, hatta oldukça yaklaştığını gören yardımcı hakem Mustafa Sönmez tam bayrağını çekti ki, Portekizli’nin blöf yaptığını, topu Olcay’a bıraktığını fark etti.
Hemen hatasını kabul etti ve bayrağını indirdi Mustafa Sönmez. Ve hem hatasını kabul edecek kadar düzgün bir karakteri olduğunu, hem de kural kitabını çok iyi bildiğini gösterdi o anda.
Zira aktif alandaki bir oyuncunun ofsayt sayılması için topa YA DOKUNMASI, YA RAKİBİN GÖRÜŞÜNÜ/HAREKETLERİNİ ENGELLEMESİ VEYA TOP İÇİN MÜCADELEYE GİRMESİ gerek. Yani hareketlenmek hatta yeni kural kitabına göre “rakibin dikkatini dağıtan bir jest yapmak” bile ihlal sayılmıyor.
Teşekkürler Mustafa Sönmez. Hem düzgün davranışın, hem de bize bir kez daha kuralı hatırlama fırsatı verdiğin için."