İşte o yazı:
''En başta şunu söylemeliyim ki, takımlara gelen hocalar iyi niyetliyse, bildiklerini karşılıksızca seferber ediyorsa,
öngörüleri ve taktik anlayıştaki becerileri güven aşılıyorsa ve hakikaten bizi inandırmışsa, ben istikrardan yanayım...
Üç beş maç yenildi diye isyan etmem, dört elle sarılırım takıma...
Ve sabrederim...
Yazının gelişme kısmında şunu da söylemeliyim ki,
bazı üst segment hocaların egoları ve "ben bilirim" edaları yüksektir...
Avrupa'daki ve Türkiye'deki maçların mücadele gücüne ve sıralama önemine bakarak bazı özelliklerini görmezden gelirim...
İşler iyi gidiyor diye ses etmem yani...
Lakin yazının sonuç kısmında ortaya şöyle bir şey çıkıyor...
Bütün bunlar yaşanırken, takıntılı olma halinin zarar vermeye başladığını görmeyen hocaya,
"Görememe sebebini sorarım...
Görüyor musun, görmüyor musun?
Görüyorsan neden düzeltmiyorsun?
Görmüyorsan, bu kısmı kabul etmiyorum! Öyle bir seçenek yok bence!"
Kendi sahanda üç gol yediğin maçta "iyi oynadık ama yenildik" derken bizi ne zannediyorsun?
Neden eksiklerimiz var, düzeleceğiz seçeneğini kullanmazsın da, taraftara kafana göre ayar vermeye çalışırsın?
Antalya maçında 2-2'ye gelen oyundan tut da,
10 kişilik Trabzon'a yüklenememek... Bak, gol atamamak demiyorum, yüklenememek...
Eyüp maçında son dakika penaltı golünden tut da Ajax maçında 73. dakikaya kadar rakip kaleye şut atamamaya kadar,
cevaplanması gereken sorular bırakırım sana...
Masuaku'nun önünde Semih'in her oynadığında iyi işler çıkardığını gördüğün halde o ikiliyi niye bozarsın?
6 numarada Salih'i niye hiç denemedin mesela?
Mesela, Can Keleş'in geçen sene oynadığı maçları seyrettin mi? Frankfurt maçında Svensson-Onur Bulut değişikliğini nasıl açıklarsın? Svensson ne yapamadı da Onur'dan onu yapmasını istedin mesela?
Ve koskoca Beşiktaş'ın son Antep maçında 25 dakika boyunca gol düşünmemesini nasıl yorumlarsın?
Bunlar bizim yanlış olarak nitelediğimiz konular...
Mutlaka sebeplerin vardır...
Mümkünse açıklamanı isteriz...
İnatların aşikar! Neden?
Özellikle Semih inadın!!!
"Ne demektir o, niye oynamadığını çok iyi biliyor" diyorsun?
Burası gestapo kampı mı?
Her şey güllük gülistanlıkken şemsiyenin bir anda ters dönmesini körükleyen sebepler mutlaka vardır... Sevgili Bronckhorst, bütün bunlardan camia olarak arınmak istiyoruz... Bu sorular kafamızda durmasın... Elindeki kadro yabana atılacak bir kadro değildir...
Lütfen daha sıkı çalış...
Senin başarın Beşiktaş'ın başarısı demek... O yüzden sınırsız başarılı olmanı istiyoruz...
Şu 15 günlük arayı en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum...
Yazının sonuç kısmı: Ligin başındayız, yarışın içinde olmak için topçuları küstürmek yerine onları kucaklamak en büyük elzemdir şeklinde final yapar... Şimdilik işin adaleti budur...''
iGORDON'DAN GiOVANNi'YE!
''Giovannii van Bronckhorst'un Frankfurt maçından sonra söylediği, daha doğrusu isyana varan serzenişte bulunduğu
"Islık çalıp protesto eden bir daha maça gelmesin" cümlesi çok tartışıldı...
Haklı bulan da var; kantarın topuzunu kaçırdı diyen de...
Seneler evvel yani pireler tellal iken Sarı Fırtına Metin,
O zamanki Beşiktaş'ın hocası Gordon Milne'den veto yemişti
Bir Bolu maçı berabere bittikten sonra zıvanadan çıkmıştık iyice...
Gordon da bir basın açıklamasında "Eleştiriyle şiddet arasında fark var" diye taraftara inceden ayar vermeye kalkmıştı
Ee! Takım maç alamıyor sen konuşuyorsun bir de üstüne Metin' e takmışsın hadi hemşerim moduna girmiştik...
Neyse?!
10-0'lık Adana maçına çıkmadan önce gitti gidiyordu resmen... Bilenler bilir......
Şimdi günümüzde benzer konuların yaşandığını görünce aklıma geldi de şey ettireyim dedim!!!!!
Baksanıza Gordon Metin'e takmıştı, Gio da Semih'e...
Maç kazanamama dizilerinde yapılan taraftara ayar stratejileri aynı...
Ha! O da Gordon gibi uzun seneler kalır mı bilmem...
İnşallah başarılı olur da kalır.... Lakin Beşiktaş taraftarının ayarlarıyla oynamak pek akıllıca bir iş değil...
Yanlış olanı taraftar kendi içinde çözer...
Rahmetli Ali Emeç Ağabey yaşasaydı da sorsaydınız bazı olaylar yaşandıktan sonra Gordon'un biz Fulya'ya indiğimizde bizim için söylediklerini..... "Hep gelsinler! Onlar gelince topçular acayip gaza geliyor, mükemmel ortam oluyor. Hep gelsinler...' ''
BAKTIĞINIZDA BENiMLE AYNI ŞEYi GÖRÜYOR MUSUNUZ?
''Beşiktaş kadın voleybol takımı geçtiğimiz Cumartesi Akatlar'da Zeren Spor'la oynadı...
Yendik...
Maçı Beşiktaş Kulübü Başkanı Hasan Arat da seyretti... Maç bitiminde hatırı sayılır bir kalabalık, arabasına giderken başkanın etrafını sardı... Zeren Spor'u yendik diye değil tabi!!!
Arada fotoğraf çektiren oldu, tabi ama esas mevzu, futbol maçlarındaki aşırı bilet fiyatlarıydı...
Bu yüksek bilet fiyatlarından dolayı maça gelemeyenlerin isyanı, serzenişleriydi açıkçası...
Öyle ya, İstanbul'dan Antep'e, Samsun'a, Kayseri'ye deplasman yapan taraftar burnunun dibindeki maçlara gidemiyordu... Neden?
Biraz ucuz olsa, onun gideceği tribüne yüksek bilet fiyatlarını ödeyen insanlar gidiyordu zira...
Ve bu da toplumda ayrışmaya sebep olan konuların başında geliyordu...
Başkan, yardımcılarına dönüp "Üzerinde çalışın" diye talimat verdi ama,
ben camiadaki ve yönetimdeki bazı gözlerin tribüne bakış açısını değiştirmesi gerektiğine daha çok yoğunlaşıyorum...
Baktığınızda benimle aynı şeyi görüyor musunuz???!!! Bütün mesele bu... ''