Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, TRT Spor'da katıldığı canlı yayında açıklamalarda bulundu.
Bilal Meşe ve Levent Erdoğan'ın sorularını yanıtlayan Fatih Terim, tüm sorulara samimi cevaplar verdi.
İşte Fatih Terim'in açıklamaları...
"BEŞİKTAŞ ÖNEMLİ BİR İŞ BAŞARDI, TEBRİK EDERİM"
Beşiktaş önemli bir iş başardı. Beşiktaş camiasını tebrik ediyorum. Fikret Orman ve yönetim kurulunu, dostum Şenol Güneş'i, oyuncuları ve her yerdeki Beşiktaşlıları tebrik ediyorum. Taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazanarak şampiyon oldular. Hayırlı olsun.
"ADANASPOR İLE KARABÜK DE İYİ BİR İŞ BAŞARDILAR"
Adanaspor ve Karabük Süper Lig'e geldi. İyi iş başardılar. Şampiyon olanları tebrik ediyorum. Play-Off oynayacaklara da başarılar diliyorum. Kısa süre sonra ligleri bitireceğiz. Sonrasında Türkiye Kupası finali ve Avrupa Şampiyonası'na odaklanacağız.
"BAHANEYE YER YOK"
Takvimlerin sıkıştığı, bundan sonra daha da sıkışacağı gerçeği var. 3-4 günde bir maç oynamak, başarılı olmak isteyenlerin uymak zorunda olduğu bir takvim olacak. Yorgunluk, seyahat gibi bahaneler başarı isteyen ülke ve kulüplerin tavrı olmamalı. Türkiye Kupası, Türkiye Ligi, Avrupa Kupaları, milli maçlar, hazırlık maçları ve diğer ekstra etkinlikler olduğu zaman kendinizi buna göre hazırlamalısınız. Bunun için bahaneye yer yok.
"UEFA KUPASI'NI ALDIĞIMIZDA OTOBÜSTE YOK"
Ben UEFA Kupası'nı aldığımız gün otobüste ben yoktum. Ali Dürüst'te söyleyip bir polis arkadaşımdan rica etmiştim arabayla beni eve götürmüştü. Havaalanından Ataköy'e kadar otobüsteydim. Sonra indim. Eşim ve çocuklarımla geçirdim o iki akşamı. Taksim'deki o kalabalık kutlamaya katılmamıştım. Çünkü aktörler futbolcular, ben çıkmak istemedim.
"BENİ ANLAMAK İÇİN ÇALIŞMALARIMA BAKABİLİRSİNİZ"
Benim 1996'daki beyanlarım çok açık. Her turnuvada bir Hırvatistan ritüelimiz var. Burası bize başka turnuvaların kapısını açacak. Ondan sonraki her turnuva bizlere bir şeyler kattı.
Taktik ve motivasyon birbirinden ayırt edilemeyen bir bütünün parçalarıdır. Bunları yapmak için devamlı çalışan biriyim. Haftada iç ve dış 20-30 maç seyreden, her dakika yeni bir şey üretmeye çalışan, dünyayı takip eden, olduğu yerde kalmayı sevmeyen biriyim ben. Önemli bir ekip çalışmamız var. Bu çalışmada başarı da geldiği zaman konuşmak kolay. Başarıyı pratiğe dökmek ayrı bir sanattır. Bir kitabı okursunuz anladıklarınızı hayata geçirmek basittir ama tecrübeyle yaşadıklarınızı hayata katmak size çok farklı şeyler katar. Burada iyi giderken daha iyi hedefleri hangi sistem ve oyunla daha iyi bir hale getirebilmek için çalışıyorum. Beni anlamak için çalışmalarıma bakabilirsiniz. Daha ileri gitmek, dostlarıma yardımcı olmak, ülkeme faydalı olmak için çalışıyorum. İki şampiyonluktan sonra üçüncüye giderken teknik heyetini toplayıp 'Bu başarı Türkiye'ye yetiyor ama dünyaya yetmeyebilir. Sistemi değiştirelim' diyen bir adam olarak görebilirsiniz. UEFA Kupası finalinde kalplere ve beyinlere konuşurken görebilirsiniz. Başarının ardından giderken de yıllar sonra dönerken de görebilirsiniz. O kadar başarıdan sonra 'gönderildi' diyecek kadar da kendimle barışık bir adamım.
"ŞANSLI ŞANSSIZ YORUMLARI BAŞARIYA GÖLGE DÜŞÜRÜR"
Liderler ekipleriyle anılır. Gerek saha içi, gerek saha dışı her şekilde güvenebileceğim insanlar var. Bu sayı çok olmaz. Konusunda uzman ama iyi insanlardan kurulu bir ekibim var. Güvenirim ve her şeyi konuşurum onlarla. Üretmeyi seven bir ekip. Hiçbir başarı tesadüf olamaz. Şanslı şanssız yorumları başarıya gölge düşürür. Ciddi başarılar elde ettiğimize göre bizim de önemli bir ekibimiz var demektir. 24 saat benimle beraber saat tanımaksızın çalışıyoruz.
"BİR OFİSTE ÜÇ KİŞİ ÇALIŞTIK"
Biz Şenes Erzik ve Piontek ile çalışırken yer yoktu. Bir ofiste üç kişi çalıştık. Bugün ofisinde sekreteri ve asistanı olmayan hocamız yok neredeyse. Fikirlerimi anlatmam hoş olmaz ama sistemi anlatıyorum. Uzmanlık önemli ama asıl önemli olan iyi insan olmaktır. Mutlu olmayan hiçbir insan performansını çok yükseğe taşıyamaz.
"BÜYÜK KONUŞMUYORUZ AMA İDDİALIYIZ"
Büyük konuşmuyoruz ama iddialıyız. O kadar başarıdan sonra yine de iddialıyız. Hazırlık maçlarının kazanılmasıyla mutlu olunan ortamdan büyük başarılara gidilen zamanlardı 1996 yılı.
"2008 ÇOK GARİP GEÇTİ"
2008'i ben Avrupa Üçüncüsü olarak görüyorum. Diğer yarı finalde Rusya daha farklı mağlup olmuştu. O turnuva çok garip geçti. Adımızı çok iyi duyurduk. İsviçre maçında ev sahibini yenmek önemliydi. Ondan sonrası zaten bir şekilde geldi.
"31 MAYIS GECESİ KADRO VERMEK ZORUNDAYIZ"
31 Mayıs gecesine kadar bir liste vermek zorundayız. Bu akşam açıklayacağımız kadroda sakatlarımız var. İngiltere ve Karadağ maçlarına katılamayacak oyuncularımız olacak. Bu yüzden geniş bir kadro açıklayacağız. 31 oyuncu açıklayacağız. 4 kalecili bir kadro açıklayacağız. Dışarıdan da bir oyuncu açıklayabiliriz.
"EN DOĞRU 20+3'Ü SEÇERİZ"
31 Mayıs gecesinde 20+3 oyuncuları açıklayacağız. Bu kadroda sakatlıklar olursa değişiklikler olabilir. Bazı oyuncularımız geç katılacaklar. Gönül ister ki herkesi alalım ama bu şekilde bir karar verdik. Umarım sakatlarımız iyileşir, son 15 günde iyi performanslar gösterir arkadaşlarımız. Seviyeli bir maç ve antrenman rekabetinden sonra oturur en doğru 20+3'ü seçeriz. Olmayanlar için konuşuyorum. 2 ay sonra yeni bir turnuvaya başlayacağız. Dünyadaki tüm oyuncular için davetiye çıkarıyorum. Her an çağırabiliriz. Dışarıdaki oyuncuyu son anda davet ederek çağıramazsınız. Bunun kuralı var. Ama değerlendireceğiz.
"BURAK YILMAZ DÜN BENİ ARADI..."
Burak dün beni aradı. Gidişatının 2-3 aydır iyi olmadığı ortada. Yavaş yavaş oynuyor. Oynadı da ama benim bildiğim şu anda sıkıntı sakatlığında değil. Fizik yapısında bir sorun olabilir. Cumartesi-pazar'dan itibaren Amerikalı yardımcılarımız oyuncuları tek tek analiz etmeye başladı. Hepsiyle temasa geçildi. Yağ yapısından kilo fazlasına kadar hepsi inceleniyor. Burak bizim için önemli bir oyuncu. Hayatım boyunca hiçbir oyuncunun sağlığını maçın sonucundan önde tutmadım. Son maça bakarsanız 4-6-0 sistemiyle oynadık. Burak olursa iyi olur. Olmazsa yapacak bir şey yok.
"CENK TOSUN'U DA BEĞENİYORUM"
Cenk Tosun'u da beğeniyorum. Cenk çok iyi oynuyor. Mevlüt oynamaya başladı goller atmaya başladı. Böyle anlarda hep bizimleydi. Yunus iyi bir sezon geçirdi. Yunus'un avantajı hem ileride hem geride oynuyor. Avantajımız bu yönde olabilir. Tek yere dört isim koyduk. Orayı 2 isim kabul edilebilir.
"BURAK İÇİN ZACCHERONI İLE GÖRÜŞECEĞİM"
Sıkıntılı süreçten geçen bir kulübümüzün Türkiye'deki bu sıkıntıları yaşayış sürecini hepimiz biliyoruz. Onun kulüp konularına girmek istemiyorum ama Zaccheroni ile görüşeceğim. Burak gelip oynamak istiyor, onlar maçımız önemli diyor. Burak'ın sağlığında bir sıkıntı olduğunu sanmıyorum. Milli takım terapistlerinden birisi 1 buçuk aydır Burak'la birlikte.
"EMRE MOR SIRADIŞI BİR OYUNCU"
Emre Mor'un sıradan değil, sıra dışı bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Kendim çalışmadım ama izleyenler çok beğendi. Çok milli takım vardı ama bizi seçti. Solak, enteresan bir oyuncu. Kendi hakkındaki düşüncelerimi antrenmanlarda ve maçlarda görürsem Türkiye enteresan bir oyuncu kazanır diye düşünüyorum. Emre değişik bir oyuncu. Çok abartmak istemiyorum görmek lazım.
"ARDA, BARÇA'DA OYNAMANIN HAZZINI MİLLİ TAKIM'DA..." Milli takımlar demek yıldızlar topluluğu demektir. Milli takıma her kulübün en iyi oyuncuları alınır. Yıldızlar topluluğunu yönetebilmek önemlidir. Barcelona'da Arda gibi birçok yıldız var. Yıldız kelimesi nereden baktığınıza bağlı. İyi bir bağ ve iyi bir takım olmanın özelliklerini taşıyan, arkadaşlık dostluk ortamını yakalamamız lazım. Bizim takımımız öyle bir takım. Sevincin, üzüntünün ve sahadaki yardımlaşmanın size yansımadı önemlidir. Arda, Barcelona'da oynuyor olmanın hazzını ve egosunu milli takımda sürmez. Barcelona'da oynayan oyuncumuz en az oynayan oyuncumuz. Şener, Caner, Cenk... Az süre alan oyuncular bunlar. Mario Gomez varkne Cenk'in oynamaması kadar doğal bir şey olur mu? Arda 6 ay oynamadı ben yine de koydum. Fransa'ya kalmasaydık bunu bana sormazlar mıydı? Yine de koydum. Ben bir karar alırken ortaya çıkacak bütün dezavantajlarını göze alarak alıyorum bu kararları.
"BENİM BABAMIN OĞLU DEĞİLLER"
Oyuncular benim babamın oğlu değil. Ben bazı oyuncuların ses tonunu bilmem. Saygılarından sevgilerinden, yeni geldiklerinden, heyecanlarından tanışamadığım oyuncular var. Burada bir ego savaşı olamaz. Hayalim 30 tane dışarıda oynayan oyuncuyla milli takımı kurmak. Listeyi böyle Avrupa takımlarından açıklamak.
"MART'TAN ÖTEYE GİTMELİYİZ"
İddialı olmakta rötarlı olduğumuzu düşünüyorum. Bir Avrupa Şampiyonası'na değil her şampiyonaya gitmeliyiz. Kulüplerimizin Avrupa kupalarında cirit atmalarını istiyorum. Mart'tan öteye de gidelim.
"KULÜP TAKIMI ÇALIŞTIRMAK..."
Kulüp çalıştırmak mı milli takım mı? Ben milli takımın kıymetini biliyorum ama kulüp başka.
"O BASIN TOPLANTISINI YAPACAĞIM"
Konuşacağım dediğim toplantıyı yapacağım. Aklımda. Yeni kazanılmış bir zafer vardı. Ülkemizin kötü durumda olduğu bir dönemde geldi. Sunacağımız yeni reçetenin herkesi mutlu edeceğini bilemedim. O toplantıyı yapacağım. Herkesin neler söylediği bende belli. Kampta söylerim sanıyorum. Ne yaptığımızı, nerede olduğumuzu, neyi yapamadığımızı anlatacağım. En büyük zafer barıştır. Barışarak sorunları çözeceğiz.
"FİNAL BAŞARI DEĞİL, GELMİŞKEN KUPAYI ALALIM"
Bu şampiyonada ne yaparsak başarılı oluruz? Türk halkı olarak ne bekleyeceğiz Milli Takım'dan?
Final oynamak benim için bir başarı kıstası değildir. Hazır buraya gelmişken finali kazanalım diyen bir adamım ben. Kimi hayalci diyebilir. Turnuvanın en güçlü iki grubundan birine düştük. Dünya ve Avrupa şampiyonu İspanya, önemli bir kadroya sahip Hırvatistan. Sürekli oynadığımız bir yenip bir yenildiğimiz Çek Cumhuriyeti. Ben kendi takımımla bütün gerçekleri paylaşan bir hocayım. Bizim İspanya'ya yenilmemiz kimseyi şaşırtmaz. Sürpriz olmaz. Ancak İspanya'yı yenmemiz müthiş bir olay olur. Puan almamız müthiş olur. Güven ve puan olarak müthiş olur. Gelelim Hırvatistan'a. Onlar çok geliştirdi kendilerini. Her takımın hayali ve hedefi var. Böyle bir ortamda buraya çok önemli engelleri aşarak geldik. Gruptan çıkamazsan değerli medyamızın hedefi bellidir. Onlar işlerini yapar. Ama gruptan çıkabilirsek daha önemli yerlere bakabiliriz. İspanya, Hırvatistan ve Çek Cumhuriyeti'ni geçebiliyorsanız eşleştiğiniz takımlara karşı otomatikman avantajlı olabilirsiniz. 2008'deki Almanya maçını hatırlayın. 2-0 yapabilrsik eksik kadroyla. Oyuncularımın bu şekilde bakmaları lazım. Orada olmak başlı başına bir başarıdır. Tek Müslüman takım da biziz. Bu futbol festivalinin içindeyiz. Keyif alınması gereken bir olaydır.
"GİZLİ OYLAMA YAPSAK YÜZDE 50'Sİ İSPANYA DER"
Turnuvada en ufak kıvılcımı bile kovalayacağız. Ben hesap yapmayı sevmem ama yanımızda hesap yapan arkadaşlarımız olacak. Sonuca ulaşmak için her şeyi deneyeceğiz. Bu gruptan çıktıktan sonra kimin geldiği önemli değil. Zaten kimin geldiği önemli olan bir gruptan çıkıyorsunuz. Şu anda oyuncular arasında gizli bir oylama yapsak '%50'si şampiyon İspanya' der.
"İNGİLTERE MAÇINI HEPİMİZ İSTEDİK"
İngiltere hazırlık maçını hepimiz istedik. İngiltere ile oynamak prestijdir. İngiltere bizi davet etmişse, bunun için bir rakam alıyorsak bu oyuncular ve Milli Takım için önemli değil midir? Biz Fransa, İspanya, Almanya, Hollanda gibi takımlara yazı yazmıştık. Roy Hodgson benim çok eski arkadaşım. İtalya ile de ilişkim çok iyidir. Bu şekilde bir adım attık ve İngiltere oldu. Sonucu ne olursa olsun güzel bir tecrübe olacak.
"ANTALYA'DA KAMP YAPMAK..."
Konya bizim için ayrı bir anlam taşıyor. Antalya da turizm mevsimine geldiğimiz dönemde orada kamp yapmak istedik. Ülkemizin bulunduğu durumunda Türk Milli Takımı'nın Antalya'da kamp yapması ülkenin güvenilir olduğunu dünyana duyurmak açısından önemliydi. Gidip dönünce anlattığımız tesislerden biri de Gloria Hotel'de var. Antalya Belediyesi de bundan dolayı çok sevindi. Turizmin başkenti Antalya'dır. Hepimizin göz bebeği. Hazırlık maçımızı da dışarıda oynayacaktır, onu da Antalya'ya aldık. Antalya seçimimizin nedeni bu.
"O SÖZÜ İLK KEZ GALATASARAY'DA SÖYLEDİM"
"Bitti demeden bitmez" sözünü ben ilk olarak Galatasaray'dayken 1 puanımız varken Cluj maçından önce söyledim. O zaman Allah verdi işimiz rast gitti ve 10 puanla gruptan çıktık. Sonradan da bu elemelerde umudumuz var. Umudumuz olduğu sürece biz de varız gibisinden konuştuk ve Fransa'ya gittik. Otobüsümüzde bu motto yazacak. Bu büyük konuşma değil. Takımına ve kendine olan güvenini ifade eden bir kelime. İçten ve samimi bir duygunun dışa vurumu. Çok da güzel oldu. Hikayesi de güzel oldu. Umarım turnuvada da güzel maçlar oynarız. Son bölümlere kalmadan maçları çıkarırız.