Çebi Mayıs'ta bırakıyor mu?

Beşiktaşımızın İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, BJK TV Genel Müdür Yardımcısı Cihangir Gökdoğan’ın sunduğu Beşiktaş’ın Akilleri programının konuğu oldu.

Beşiktaşımızın İkinci Başkanı Ahmet Nur Çebi, BJK TV Genel Müdür Yardımcısı Cihangir Gökdoğan’ın sunduğu Beşiktaş’ın Akilleri programının konuğu oldu.

İkinci Başkan Ahmet Nur Çebi’nin konuşması şöyle:

“Günümün yirmi dört saatini üçe bölersek üçte ikisi Beşiktaş, geriye kalan uyku ve aile. Her gün on iki saat Beşiktaş var hayatımda. Kafamda ve uğraşlarımın içinde sabah dokuzdan başlayıp gece dokuza ona kadar süren bir Beşiktaşımız var. Ben normal işimde yorulduğum zaman kaçar dinlenirdim ama Beşiktaş’ta böyle bir şans bulamadım çünkü iş hayatımızda bir süreklilik var ama tabii Beşiktaş’ta bu bir görev. Asker ocağı gibi düşünün, bir gün bir şekilde bitecek gibi düşünüyorum, nasılsa görev süresini bizden sonra başkası alacak; biz de bu süre içinde verebileceğimizin en fazlasını verelim diye mücadele ediyoruz. Beşiktaş camiası tarafından onore edilip sevilmek alabileceğimiz en büyük mükafat ve tabii ki başarılar da ayrı bir keyif. Bizi ayakta tutan, camianın bize ihtiyaç duyduğunu hissetmek ve bunun sonunda da sevilmek ve sayılmak bize yeterli, bundan daha büyük mükafat olamaz.

"HAKEM HATALARI BELİMİZİ BÜKTÜ"

“Tamamen içimden gelerek söylüyorum, Slaven Bilic’in de Samet hoca’nın da her kim geldiyse bu kulübe katkısı olduğunu kabul ediyorum. Ne olursa olsun ben Türkçe konuşuyorum, bu benim şahsi görüşüm yani ben bunun doğruluğunu iddia etmiyorum, mesela ben Slaven Bilic’i çok sevip saymama rağmen aynı dili konuşamıyoruz; birbirimize karşı duygularımız, hislerimizi, içinde yaşadığımız sıkıntıları aktaramamış olabiliriz. Şenol hocada bunu görmüyorum, neden, Türkçe konuşuyoruz, birbirimizin duygularını daha iyi anlıyoruz, hatta ikimiz de Trabzonluyuz. Sanki iletişim konusunda onu daha iyi anlayabildiğimi, onun beni daha iyi anlayabildiğini düşünüyorum. Geçen sene hakem hataları, açık açık söylemek zorundayım, belimizi büktü, şanssızlık belimizi büktü. Özellikle Gökhan Töre kardeşimizin son dönemlerde sakatlık geçirmesi gibi süreçler bizi çok olumsuz etkiledi. Söyleyebileceğim şu ki, dünden bugüne tek fark duygu anlamında ve dil anlamında iyi anlaşabildiğim bir hoca var, bu sene onun için daha pozitif bakıyorum. Geçen sene, futbolcularımızda son zamanlarda hakem hatalarının ve şanssızlığın getirdiği bir demotivasyon oluştu; hem şanssızlık hem hakem hataları son iki ayda takımın motivasyonunun bittiğini hissediyorum. Hani mesela diyorlar ki ‘Slaven Bilic İngiltere ile anlaşmıştı onun için bıraktı’, ben buna inanmıyorum, Slaven Bilic böyle bir hoca değildi, o da buradan şampiyon olup gitmek istiyordu. Ben bu cümleleri niye kuruyorum çünkü kamuoyunda böyle cümleler kuruldu. Bunların doğru olmadığını söyleyebilirim çünkü Slaven hoca ile burda yollarımızı ayırırken kendisinin şok olduğunu, üzüldüğünü, ‘keşke kalabilseydim ama sizi de iyi anlıyorum’ dediğini biliyorum.

"BOYKO İNŞALLAH BİZİ MAHÇUP ETMEZ"

“Bir defa kaleci konusuna bir netlik getirelim: Tolga iyi bir kaleci, günay iyi bir kaleci; daha da iyi olacak. Biz kaleci transferini ‘’kalecilerimiz iyi değiller dolayısıyla kaleci almamız gerekir’’ diye yapmadık. Bakın burada bir önemli nokta var. Bizim üç tane kalecimiz olması gerekiyor, Şenol hoca da bunu sürekli vurguladı. Tolga’nın sakatlığında oynaması gerek biri var e bunu da alırken dedikki yani ikisi de bir numara olsun hangisi rekabet içerisinde iyi ise... Çünkü ikisine de ihtiyaç duyulacak. Böyle bir şansınız yok yani bir tane bir numaralı olsun bir tane de iki numaralı kalecimiz olsun; böyle bir şey yok.ikisini de aslında biz bir numara olarak görüyoruz ve Boyko’yu da alırken bir numara almamız gerektiğini düşündük. Dolayısı ile bundan sonra artık kale Tolga, Boyko ve Günay’a aittir. Günay tabi daha çok genç, ileride çok iyi bir kaleci olacağını biliyorum. Onu da Mersin İdmanyurdu’na kiraya verdiğimizde geldiğinde çok tatlı sert sürecim oldu onunla, biraz hırpaladım onu ama şimdi o beni seviyor yani o gün bana kızmış olabilir ama olsun. Mühim olan sonu, Beşiktaş artı tabi Günay. Ben önemli değilim, onların daha genç futbol hayatları var. Ben inanıyorumki Boyko ve Tolga Beşiktaş’a yakışır iki kaleci olmuşlardır. İkisinin rekabetinin Beşiktaş’a çok pozitif yansıyacağını düşünüyorum. Boyko da Ümraniye’de geldi odama ziyaret etti, sohbet ettik yani o da maşallahı var hakikaten iyi bir kaleci almışız yani. Karakteri de çok iyi, çok muhlis, gözleri gülüyor falan. Bir insanın gözüne baktığınızda zaten ondaki enerjiyi de, yufka yürekliliği de bağlılığı da her şeyi aslında gözleri baktığınızda görebiliyorsunuz. Dolayısı ile Boyko bence oturdu yani inşallah tabi bizi mahçup etmez. Alexis, burada bir kaç alternatifler üzerinde biz çalıştığımız için dolayısıyla bir başkası vardı, bu vardı, Beşiktaş’ın şartları da maddi anlamda göz önünde bulundurularak Alexis’e karar verildi.onunla da dün sohbet ettim o da çok pürneşe bir çocuk. Dolayısıyla stoper bölgesine ihtiyacımız vardı. Ersan ile beraber onun da çekişip çok iyi bir katkı vereceğine inanıyorum. İkisi pozitif.

"BEŞİKTAŞ FUTBOLCU SATACAK"

Aras’ı ben çok iyi bilmiyorum, sayın başkan kendisini takip ettiğini söyledi. Zaten o bir proje bazında düşünülmüştür. Çünkü yarın bir gün transfer dönemi geldiğinde artık Beşiktaş futbolcu satıcak, o eski günler yok satacağız. İşte Demba’nın satışı, Atınç’ın satışının Beşiktaş’a getirdiği katkılar ortada.yani artık futbol kulüplerini biraz ticarethane gibi de görmemiz lazım. Bu işin iki bacağı var biri duygusal, sportif başarılar ve duygusallıktan bir tarafta da bunun ekonomisi var. Dolayısıyla seneye herhangi bir futbolcumuzun, biz onları az buçuk görebiliyoruz şimdi isimlerini söylemek istemiyorum burda. Onların Beşiktaş’a çok büyük maddi katkılar vererek ayrılıcaklarını da düşünerek bir planlama bu günden yapmak zorundayız. Bulduğunuz zaman onu biz seneye yaparız değil. Onu hesaplı bulduysanız hemen alıp kenara koyucaksınız ki yarın satış yapacağınız futbolcularınızdan birini gönderirken alayım da satayım olmuyor. Hazırda beklemesinin katkısı çok daha fazla oluyor. Onun için Aras’ı da öyle değerlendiriyoruz. Gomez yani o da Beşiktaş’a harika yakıştı, sonuçları iyi , iyi futbolcu. Andreas Beck , mükemmel bir çocuk yani anormal derecede çok sevdiklerimden bir tanesi. Rhodolfo, inanın yani yanyana olduğunuzda , baktığınızda yani bu çocuklar hakikaten beşiktaş için yaratılmış gibi hissediyorsunuz.dolayısıyla daha evvelki kerim frei’mız gelişecek, Gökhan Töre’yi aldık takıma kazandırdık onun katkıları olacak. Yani şöyle baktığınızda aslında çok güzel bir futbol takımımız var.”

"ŞANSAL BEY İLE FALAN KONUŞUYORUZ, ÇATLIYORLAR"

“Doğru değil mi? Siz de aynısını görüyor musunuz? Herkes de onu söylüyor. Mesela dün Şansal bey falan biliyorsunuz camianın, futbol dünyasının içindedir. Akşam beraber yemek yiyoruz, komşuyuz beraber, sohbet ediyoruz. Diyor patron müthiş, ya ağabey diyorum Fenerbahçelisin biliyorum, biraz da çatlıyorsunuz, kıskanıyorsunuz falan bizi diyorum böyle esprili falan hakikaten kabul ediyorlar. Benim siteden komşularımın çoğu da Fenerbahçeli, içlerinde tek Beşiktaşlı benim. Ben meydan okuyorum onlara, tabi bu transferlerde böyle ilk defa yüzüm gülerek masada artık heyt ya biz de burdayız, ne oluyorsunuz, kimsiniz? gibi espriler yapar hale geldik.”

"GALATASARAY VE FENERBAHÇE BİZE FEDA İÇİN KIZDI AMA..."

“Bugün bakıyorsunuz Galatasaray, Fenerbahçe gibi diğer takımlara. Hep bize kızdılar. Feda dönemi diye bir dönemden geçtik. Hep kızdılar. Ama eğer biz bugün gazetelerde diğer takımlar için yazılan, UEFA kriterleri, yasaklar bugün başımıza gelmediyse o günün başarısıdır bu. O gün onu çektiğimiz içindir. Onu o gün çekmeyenler bir gün çekecekler. Haksız rekabetler oluyor. Bizler Beşiktaş’ı ayağa kaldırabilmek için 20 milyon euro’luk bir takım yapıyoruz ve şampiyon olamıyoruz. Onlar 50 – 60 euroyla takım yapıyorlar ve şampiyon oluyorlar. Yok böyle bir çiftlik. Zamanı geldiğinde siz de onu yaşayacaksınız ve haksız rekabet oluyor. Zaten UEFA’nın da, Avrupa’nın da, dünyanın da futbola getirmek istediği mali kriterinin arkasında yatan asıl neden bu. Bizim maddi anlamda borcumuz onları ilgilendirmiyor. Ama haksız rekabet herkesi ilgilendiriyor ve benim 20 harcarken, sen 50 harcıyorsan borçlanarak haksız rekabet yaratıyorsun ve ben ikinci oluyorum, sen birinci oluyorsun. Nasıl oluyorsun? Sen bir şeyi fazla para vererek yapıyorsun, borçlanarak yapıyorsun. Aslında dünyanın vermek istediği mesaj bu. Rekabet şartları eşit olacak. Herkes geliri kadar harcayacak. O zaman yol ne olmalı? Borçlanarak harcamak değil, gelirleri arttırarak olmalı. Bu süreçler artık Türkiye’de futbolu bu hale getirmiş. Süreç sonucunda bizim yaşayacağımız güzel günlere doğru sıkıntı çekerek geldiğimiz zaman, temellerini oturttuğumuz bir Beşiktaş futbol takımı ilelebet kendi gelir ve giderleriyle dönebilecek hale gelmesi lazım. Benim yönetici olarak verebileceğim, yapabileceğim bunları yapmaya çalışmak ve bundan sonra da olacak yönetici arkadaşlara da bu konuda hassas olalım demektir.”

"MARIO GOMEZ, FİKRET ORMAN..."

“Mario Gomez, Fikret Orman olurdu. Atiba’yı da bana verin. Ben de güneşte biraz yanarsam Atiba gibi olurum. Fikret Orman hırslı ve azimlidir. Vazgeçmez kolay kolay.”

“Şampiyon olmak için her şey hazır diyelim. Hakemlerin hatalarına inşallah maruz kalmayız. Ne lehte ne de aleyhte. Bir de allah futbol şansı versin. Vurduğun topta direkten döndüğü zaman, başkalarına şans gülerken bize gülmezse olmuyor. İnşallah futbol şansı rakiplerimize güldüğü kadar bize de güler. Hakemler az hata yaptıkları rakiplerimiz kadar, bize de az hata yaparlar. Biz gerekeni yaptık. Yönetim olarak elimizden geleni yaptık. Hocamız da elinden geleni yapıyor. Futbolcularımızın da çok gayretli ve istekli olduklarını biliyorum. Geriye hakemler ve futbol şansı kalıyor. Keşke stadımızda olsaydı. Hakemlere ve şansa rağmen hallederdik ama şu stat bitene kadar az hakem hataları ve bol futbol şansı olsun.”

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları