"Beşiktaşlı Beşiktaş’a küsmez"

31 Mayıs’ta yapılan seçimin ertesi günü, yarışı çok az farkla kaybeden Fikret Orman’ı aradık, ama ulaşamadık. Orman o günden bu yana sustu. Seçim sonrası Orman ilk kez konuştu:

“Seçimde tercih yapıldı. Seçim, seçimde kaldı. Bize düşen, seçilenleri serbest bırakıp kulübü rahat yönetmelerini sağlamak.”
“Şampiyonluk sözü verdiler, kazandılar. Ancak hep dediğim gibi, seçilmek bir gün, yönetmek bin gündür”
“Başkan’a ‘bir laf duyduğunda beni ara’ dedim. Ama insanlar duymak istediklerine inanıyorlar...”
“Fulya aceleye getiriliyor. Ortada mimari proje bile yok. Fulya’yı kongre malzemesi yaptırmam...”
“Çok iyi darbuka çalarım. Bunu kapalıda öğrendim. Ben, taraftarın içinden geldim.”
“Hatalarından dönerlerse, 2007’de karşılarına çıkmam”

* 162 oyla kaybettiğiniz seçimden sonra kenara çekildiniz. Merak edilen şu; Fikret Orman küstü mü, camiadan uzaklaştı mı, yoksa hırs mı yaptı?
- Beşiktaş’a küsülmez... Küsme şansımız da yok. Seçim orada kaldı. Hiç bir şaibeye açık olmadan bir genel kurul gerçekleştirildi ve tercih yapıldı. Bizlere düşen, seçilenleri serbest bırakıp kulübü rahat yönetmelerini sağlamak. Bunu yaparsak, kulübün menfaatlerini düşünen insanlar oluruz. İcraatlarını yapmaları için onlara gereken zamanı vermeye çalışıyoruz. Gerçi benden şu ana kadar bir şey arzu etmediler, ama ederlerse yanlarındayım.

* Bu süre ne kadar?
- Olağanüstü kongreyle geldiler. Bu nedenle üstlerindeki ağırlığı kaldırmaları için gerekli zamanı vermek lazım. Süreleri belli zaten.

* Geride kalan 6 ayda yönetimin icraatlarını nasıl buluyorsunuz?
- Camia mutsuz... Ben de...

* Mutsuzluğunuzun sebebi nedir?
- Mali konularda çok dedikodu var. 30 milyon dolar borçla kongreye gidildi. Şu an konuşulan sadece derneğin bilançosu. Ancak esas faaliyet A.Ş.’de. Onun da store, sigorta, travel gibi iştirakleri var. Bunların bilançosu önemli. Borcu; kimileri 50, 68, 38, yönetim ise 28 milyon dolar diye açıkladı. Ama halka açık bir şirket. İMKB’dan bilançoyu herkes öğrenebilir. Bu paralar Beşiktaş için ve iyi niyetle harcanmıştır. Beceriksizlik olabilir, ama bunları insanlarla paylaşmak lazım.

* Bu konu üzerinde çok durmanızın özel bir durumu mu söz konusu?
- Burada kastım şu; istikbaldeki alacaklar borçtan düşülmez. Çünkü o zaman geldiğinde de paraya ihtiyaç olacak. Yoksa şimdiden borçtan düşersek, o bizi yanıltır.

* Kulüple bazı taraftar grupları arasındaki ilişkilerden rahatsız mısınız?
- Taraftarla kulüp arasında büyük bir erozyon var. Bunlar bir zaman süreci içinde gelişti. Seçim döneminde olayların buralara geleceğini gördüğüm için uyarılarda bulundum. Yönetimin Beşiktaş ilkeleri doğrultusunda hiç taviz vermeden durması lazım.

* Seçim öncesi riske girerek bu grupları karşınıza aldınız. Buna rağmen başkan seçilseydiniz, ne yapacaktınız?
- Taraftarımızı İnönü’nün bir parçası olarak görüyoruz. Ama menfaat gruplarına karşı çıktık. Çünkü ortada korkunç bir rant var. Stadın kapasitesini artırmakla sorunlar çözülmez. Belki böyle risk almasaydım seçimi bile kazanırdım. Ancak benim için önemli olan Beşiktaş’ın ilkeleri ile gelenekleridir. Mevcut yönetim şampiyonluk sözü verdi, kazandı. Saygı duymak lazım. Ancak seçim kazanmak bir gün, yönetmek bin gündür.

* Transferler çok eleştiri aldı. Siz nasıl buluyorsunuz?
- Transfer böyle yapılmaz. Harcanan paraya kimsenin cebinden bir kuruş koyduğu yok. Bu paralar, Beşiktaş taraftarlarının harcadıkları paralardan ibaret. 300-500 milyon maaş alıp maça gelen insanların paraları yani... 4.5 milyon Euro verdiğiniz Juanfran’ı bugün ‘satıyoruz’ diyorsunuz. Bunu kim alır, zararı kim karşılar? Böyle beceriksiz iş olmaz.

* Demirören’le eski dostsunuz. Kongreden sonra ilişkinizde değişiklik oldu mu?
- Benden herhangi bir talepte bulunan olmadığını söyledim. Bırakın bunları; Akatlar, İnönü açıldı, bir davet bile gelmedi. Bu çok üzücü. Çünkü Yıldırım benim 20 yıllık canciğer arkadaşım. Sonra bir de çıkıp birlik-beraberlikten söz ediyor. Ben lafa değil icraata bakarım. Ben yönetimden ayrıldıktan 2 ay sonra, Bilgili ve Demir’le birlikte Ümraniye’deki altyapı tesislerinin kurdelasını kesmiştik.

* Bana gelen istihbaratlara göre sizin davetlere gitmediğiniz söyleniyor.
- Sadece ligin ilk maçında Başkan arayıp Malatya’ya davet etti. Ancak ailemle birlikte tatile gideceğim için birlikte olamadım. Hepsi bu.
* İznini siz aldınız, ama Akatlar’a Serdar Bilgili’nin ismi veriliyor...
- Doğrudur, izin alınması için geceli-gündüzlü çalışmalarım oldu. Ancak Bilgili’nin isminin verilmesinde benim açımdan bir sorun yok.

* Demirören’le aranızdaki gerginlik nereden kaynaklanıyor?
- Çok laf taşıma oluyor camia içinde. Bundan etkilenmiş olabilir. Ben Başkan’dan, bir laf duyduğunda beni aramasını ve ilk ağızdan öğrenmesini rica ettim. Bunları Kenan Öner, Latif Ayaz, Adnan Demir’e de söyledim. Ama insanlar duymak istediklerine inanıyorlar. Ben hep buradayım. İftira ile bir yere varılmaz.

* Size iftira mı atılıyor?
- Ankara’da maçın bitiminden 20 dakika evvel gülerek çıktılar gibi iğrenç iftiralar attılar. Biz merdivenlerden inerken maç bitti oysa.

* Takımın kurtuluşu size göre nedir?
- Popülist yaklaşımlardan kulübün uzaklaşması lazım. Futbol takımının maliyeti çok yüksek. Bu nedenle her geçen gün daha çok borçlanılıyor. 6 ay önce alınan oyuncuları gönderip transfer yapacağız diyorsunuz. Sezon sonu belki onlar da gidecek. Beşiktaş’ın bir kez topa basması lazım. Önümüzdeki sezon için transfer yapıp kadroyu gençleştirmek lazım. Yurtdışından gelecek bir-iki oyuncu ile Beşiktaş kurtulmaz. Nihat, Yasin, Metin, Feyyaz, Ali, Rıza gibi isimler lazım. Hoca ile alakalı çok şey var. Ama devam kararı aldılar, saygı duyuyorum.

* Fulya son günlerde çok konuşuluyor.
- Fulya’yı çok önemsiyorum. Çok aceleci davranılmasını hayretle karşılıyorum. Yaklaşık 10 sene kadar Seba uğraştı. Bilgili Yönetimi, benim de içinde olduğum dönemde 4 yıl uğraş verdi. Yönetimin amacı burayı kongreye hazırlamak değil, en iyisini yapmak olmalı.

* Bunun için 15 yıl daha uğraşmak mı gerekiyor?
- Acele etsinler, ama bunun da yolları var. Yurtiçi ve dışında bir yarışma açsınlar. Ortada bir mimari proje yok. İçi-dışı nasıl olacak? İnşaat nasıl yapılacak? Finans kaynakları belli değil. Bütün bunlar için de birer komisyon oluşturulması lazım. ‘Biz acilen kazma vurup 2007 ocağına yetiştirelim’ mantığına asla müsaade etmem, karşılarına dikilirim. Fulya, kongre malzemesi olamaz.

* Mali kongrede Demir’in isminin tesislerden kaldırılması konuşulacak mı?
- İsimlerin kaldırılmasını doğru bulmuyorum. Demir seçimde Demirören’i desteklemiştir. Ama ben yanlış konuşmam. İsminin verilmesini Bilgili istemişti. İsim verilmesi yanlışsa, kaldırılması daha büyük yanlış. Tesis çok, parayı verenin ismi konsun. Süleyman ağabeyin adının Fulya’ya verilmesinden onur duyarım.

* İstifa eden bir yönetici olarak, şu anki istifaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Yönetime giren insanların hepsi, fikir ve imkanlarından istifade edilecek kişiler olarak kendilerini görüyor. Sadece elini-kolunu indir-kaldır noktasına getirirseniz, o insanlar elbette isyan eder. Yönetimin, öz muhasebe yapması lazım.

* Siz başkan olsaydınız, yönetim tarzınız farklı mı olacaktı sanki!
- Evet, farklı olacaktı. Bir örnek vereyim. Seçilmemiş yönetim kurulumu toplayıp hoca konusunda isimleri tartıştım. Biri de Bosque idi...

* Peki neden Santini’yi tercih ettiniz?
- Kariyerinin olması, Beşiktaş’ta olması anlamına gelmez. Türkiye’nin en kariyerli hocası Şenol Güneş. Elinde dünya üçüncülüğü var. Sorun; ‘Güneş hocamız olsun mu’ diye... Çok az istek alır. Önemli bir kriter, ama tek başına bir şey değil. Real Madrid’i bu başarılara sürüklemiş bir hocanın iki yıl boş kalmasının bir sebebi olmalı... Terim İtalya’da iş buluyorsa, Bosque neden bulamadı? Lucescu ile Bosque mukayese bile edilmez. Ancak Lucescu ayrıldığının ertesi günü Ukrayna’da iş buldu. Daum ayrıldı, anında Avusturya’da işbaşı yaptı. Bunları düşünürsek, neden Santini’yi tercih ettiğimiz anlaşılır. Bir şahsiyet olarak Bosque’yi mükemmel buluyorum. Fakat kızımıza damat değil, Beşiktaş’a antrenör alıyoruz.

* Seba döneminden sonra sizin de içinde bulunduğunuz yönetimin, taraftar ilişkilerinde bugünlere gelinmesinde büyük payı oldu. O an neden engel olmadınız?
- Ben, taraftarın içinden geliyorum. Çok iyi darbuka çalarım. Bunu kapalıda öğrendim. Kulübün beklentisi başarılı yönetim ve her branşta başarıdır. Şayet beklenti, maça bedava girip deplasmana bedava götürülmek olursa ortaya bir rant çıkar. Taraftar bize kötü değil, iyi bağırsın diye çalışılıyor. Bunun sonucunda da taviz veriliyor. O zaman da taviz verilmiş olabilir.

* Şunu diyebilir misiniz; ‘Beşiktaş’ta yönetim var, ancak iktidar yok.’
- Benim o konuda yorum yapmam yanlış olur.

* Desteğe devam mı?
- Hatalardan ders alırlarsa yanlarındayız. Başkan bir röportajda, “Biz 5, Fener 10 bin bilet verdi, ama bizim üstümüze geliniyor” demiş. ‘Dünya Kulübü olacağız’ demek, Fenerbahçe olacağız demek değil. Ajax, Manchester, Real 20 bin bilet mi veriyor? En önemlisi; bir şey bilmediğini bileceksin. Hiç kimse herşeyi bilemez.

* Sinan Engin’i göreve siz getirdiniz, çok tartışıldı Şu an böyle biri gerekli mi?
- Kesinlikle idari menacere ihtiyaç var. Ama transferi izleyecek, altyapı ile koordinasyon sağlayacak, pilot takımla ilgilenecek. (Ben, İstanbulspor’u pilot takım olarak alacaktım.) A takımdaki tüm birimleri koordine edecek menacere ihtiyaç var. Soyunma odasına girip, yedek kulübesinde oturup, ‘hadi koçum’ diyecek birinden bahsetmiyorum.

* Madem böyle düşünüyorsunuz, Engin’i hangi kriterlere dayanarak aldınız?
- Sinan, Ümit milli takımda menacerlik yapıyordu. Sempatiktir, iyi diyalog kurar. Scala ile takım arasındaki ilişkiyi kursun diye aracı oldum.

* Başkan olsanız, onu tutacak mıydınız?
- Sinan önemli bir kariyer elde etti, ama çok yıprandı. Dinlenmesi için zaman lazımdı. Biz gelseydik, bu isim Sinan olmayacaktı.

* Kim olacaktı?
- Samet Aybaba, Rasim Kara, Rıza Çalımbay... Üçünü birarada düşünmüştük...

* Ya olağanüstü kongre...
- Bilgili’nin bile gitmesini istemedim.

* Aday olmanıza rağmen, seçime gidilmesine engel mi olmak istediniz?
- Evet, böyle bir arzum yoktu. Bizzat ‘gitme’ diye rica ettim. Önemli olan başarılı olup devam etmesi. Başarılı olurlarsa 2007’de, 2002’de olduğu gibi karşılarına kimse çıkmaz. En başta ben çıkmam.

* Ama kongreyi gündeme sizin getirmek istediğiniz söyleniyor...
- Bunları çıkaranları, Bosque gibi yanıtlayayım: Kalbimden geçeni ağzım söylemek istemiyor.

* Beşiktaş’ta neden altyapıda sistem bir türlü oturtulamıyor? Sorun ne?
- Hoca çok önemli. Başkan bu işle bizzat ilgilenmeli. Hocayı alıp toplantılara girecek. Onlara baskı yapacak. Yukarıdan çeken olmadığı sürece, aşağıdan yukarı çıkılması mümkün değil.

* Kulüpte 38 tane danışman vardı, siz gelseydiniz farklı mı olacaktı?
- 123 civarında çalışan vardı. Ben 85’e indirecektim. Şimdi 200’ün üstünde personel var.

* Büyüyen kulüpte sayının artması normal değil mi?
- Ne iş yapıyorlar, anlatsınlar. Şirket sizin olsa, o kadar insan çalıştırır mısınız?

* BJK TV’nin kurulmasına karşıydınız. Yayınlarını beğeniyor musunuz?
- Aylık 200 bin $ masrafı var diyorlar. Televizyon kurup pazarlama yapacaklardı. Yönetimin mesajlarından başka bir şey yok. Benim Divan’da yaptığım konuşmayı bile veremediler.

* Sansüre mi uğradınız?
- Evet... En önemli toplantıda konuştuklarımdan tek kare görüntü ve ses yok. Bu nasıl mantık? Ayrıca BJK TV’ye ne gerek vardı. Fenerbahçe’nin var diye, bizim de mi olması gerekir? Yarın Fenerbahçe kendini Boğaz Köprüsü’nden aşağı atsa, biz de mi atacağız? Galatasaray 130 trilyon borçlandı diye, biz de mi borçlanacağız?

* Son söz ve mesajınız...
- Hatalardan dönülmesini, kulübün iyi yönetilmesini, sözlerin yerine getirilmesini istiyoruz. Bunun için destek vermeye hazırız. Yeter ki, tek hedef Beşiktaş’ın geleceği olsun.

* Teşekkürler...
 
(Fanatik)

Karakartal'a devam... Karakartal Mobil Uygulamaları