Gittiği her takımda büyük başarılar kazandı, şampiyonluklar tattı. Ancak bu sezon yaptıkları, gerçekten biraz fazlaydı! Hem Türkiye Kupası, hem Eurochallenge Cup, hem de ligde şampiyonluk yaşadı. Bunu da rakiplerinden çok daha mütevazı bir bütçe ile yola çıktığı Beşiktaş Milangaz'da başardı. Siyah-beyazlı camiada basketbol ateşini yeniden yakıp, onbinleri tribüne çekerken, takımına Euroleague vizesi aldırdı. Bu büyük başarının sahibi mutluluğunu 'Babalar günü' için çocuklarıyla paylaştı. Deneyimli çalıştırıcı öncelikle günün önemi üzerine konuştu ardından geride bıraktıkları sezonu değerlendirdi.
İşte Ergin Ataman'ın söyledikleri...
Sezona sıkıltılı girip, Eurocup'tan elenmiştiniz. Sonra nasıl oldu bu çıkış?
- Sezon başında Cola Turka sponsorluğu çekince biz 2-3 ay hiçbir şey yapamadık. Bütün oyuncularımız transfer oldu, bir tek Serhat kaldı. Benim kontratım vardı ama ben başkan Yıldırım Demirören'e gidip 'Eğer Beşiktaş basketbolunda bir şey yapmayacaksak, kontratımın olması önemli değil, helalleşelim ben gideyim' dedim. O da 'Bekle hoca, biz eninde sonunda Beşiktaş'a yakışan takımı kurarız' dedi. Ben de hayatım boyunca yapmadığım kadar tatil yaptım. Transfer döneminde hep tatildeydim. Daha sonra Ağustos sonunda bir Deron Williams hamlesi sunduk Yıldırım Demirören'e. Kendisinin hoşuna gitti, Erdoğan Demirören ile paylaştı. O sırada Türk sporunda bir kaos vardı ve biz de kamuoyuna da moral verir diye bu büyük transferi gerçekleştirdik. Ama elimizde Türk oyuncu yoktu. Bir iki hafta içinde henüz takımlara yerleşmemiş olan Türk oyuncuları transfer ettik ama sezona çok geç başlamıştık ve 2 hafta sonra oynanan Eurocup'tan elendik. Ama kurduğumuz ekibin iyi bir takım olduğunu biliyorduk. Ardından oynadığımız basketbolla, kazandığımız derbilerle, Deron Williams'ın yaptığı şovlarla büyük bir çoşku oluşturduk Beşiktaş'ta. Hatta abarttık biz, ardından Lamar Odom'u transfer ettik ama aniden lokavt bitti. Herkes ne olacağını sorarken biz sakin kaldık, panik yapmadan bekledik ve o dönemde alınabilecek en iyi oyuncular olan Carlos Arroyo ile Pops Mensah Bonsu'yu transfer ettik.
O dönemde oyuncu bulmak zor deniyordu...
- Yıldırım Demirören ve özellikle sponsorumuz Erdoğan Demirören'den büyük destek aldık. Erdoğan Bey bize, 'Deron Williams ayarında oyuncu bulun' dedi. Bunlar tabii ki maliyet getiren oyuncular ama arkamızda duruldu. Sonuçta her dönemde iyi oyuncular bulabilirsiniz. Deron Williams ayarında oyuncu bulmak tabii ki imkansız ama biz o dönemde alınabilecek oyuncular içinde en iyilerini aldık. Sonuçta bana NBA'de lokavt biterse ne yaparsın diye sorulduğunda da B planımız var diyordum. Sonuçta ben sezon ortasında oyuncu bulmanın zor olduğuna katılmıyorum. Bu sadece lokavtta olmuyor ki. Bazen oyuncu sakatlanıyor, bazen sisteminize uymayanlar oluyor, yenisini transfer ediyorsunuz, eski çalıştırdığım takımlarda da sezon ortasında çok iyi transferler yapmıştık.
Transferlerleri geç yaptınız!
- Biz bu oyuncuları seçerken çok düşündük. Bazen sınırsız bütçenizin olduğu kulüplerde rahat oluyorsunuz. Eğer takıma uymazsa biliyorsunuz ki, onu değiştirebilirsiniz. Beşiktaş'ta bu yoktu. Ayrıca Erdoğan Demirören basketbola ilk kez yatırım yaparken, Avrupa'da kupa istedi. Bu kolay değil aslında, düşünsenize Efes yıllardır çok büyük yatırım yapıyor, sadece bir Koraç Kupası var. Bu nedenle biz çok dikkatli olmak zorundaydık. Sonunda da başarılı olduk. Erceg kariyerinin en iyi sezonunu geçirdi. Ersin Dağlı gibi geçen yıl Efes'te 7-8 dakika oynayan bir isim bu kez Efes'e karşı ilk 5 çıkıp 30 dakikalar oynadı. Ona yeniden basketbol kişiliği kazandırdık. Diğer oyuncuların yaptığı çıkış da ortada. Sonuçta bunlar teknik, taktik, fiziki, mental bir çalışmanın sonunda geliyor.
Fizik demişken, sezon sonu yorulmanız bekleniyordu...
- Bizim sezon sonunu çıkaramayacağımız söyleniyordu ama inanın Avrupa maçı olmayan haftalarda bizim sıkıldığımız oluyordu. Keşke Avrupa'da da NBA gibi haftada 3-4 maç oynansa. Maç yaptıkça takımın temposu, oyuncuların konsantresi daha yukarıda oluyor. Az oyuncu ile oynamamıza gelince NBA de bu sistemle oynuyor. 6-7 oyuncu vardır, 35 dakika civarında oynar, geri kalanlar tamamlayıcı olur. Orada oynandığına göre burada da oynanır. Benim için daha iyiydi bu durum. Play-Off'ta takımımın daha iyi oynayacağını biliyordum.
Kartal çok kritik anlarda oynadı. Hata yapar korkunuz olmadı mı?
- Kartal ve Mehmet Ali gibi gençleri oynatırken hiç korkmadım. Çünkü antrenmanlardaki performanslarını biliyordum. Bizim antrenmanlarımız da maç temposunda geçiyordu ve sonuçta bir takımın guardı Arroyo olurken diğerinde Kartal oynuyordu. Antrenmanlarda Kartal'ın takımının kazandığı da çok oldu. Mehmet Ali de sürekli performansını artıran ve cesurlaşan özellikle savunmada dinamik özellikleri olan bir oyuncuydu. Sonuçta takımın bir de yapısı var. Mehmet Yağmur final öncesinde sakatlandı. Oturup ağlayacak halimiz yoktu. Rahatlıkla formayı bu gençlere verdim. Onların mücadelesi de pozitif enerji veriyor takıma.
Peki şimdi ne olur?
- Herkesin beklentisi Milangaz'ın devam etmesi. Hem istikrar açısından hem de Erdoğan Demirören'in bu sponsorluğu ticari amaçla değil de, gönül bağıyla yapması. O da bizi motive ediyor. Erdoğan Demirören basketbolu gerçekten çok sevdi, bu sevgi Beşiktaş sevgisiyle birleşti. Türkiye'de bu denli büyük işadamlarının Beşiktaş'a sahip çıkması gerçekten bizim şansımız. Murat Ülker Fenerbahçe'nin, Medical Park Galatasaray'ın bu kadar içinde olamaz. Ama Demirören ailesi sürekli bizimle birlikte. Bunu hissediyoruz.
Beşiktaş'ın çocuğu Ergin Ataman...
- Camianın seni bu kadar sevmesi büyük bir onur. Beşiktaş'ın Çocuğu oraya gelenlerin sana sloganı ama aslında o bütün camianın sana sevgisini gösteriyor.
SIRA KUPA 1'DE
Siena'da kupa 2, Beşiktaş Milangaz'da kupa 3'ü kazandım. Gönül tabii ki artık Euroleague'de de kupa istiyor. Umarım bu ilk çalıştıracağım takımla olur, bu da Beşiktaş olur. Sonuçta bu sezon yaşanan önemli konular var. Nasıl ki bizim şampiyonluğumuz, Banvit gibi, Karşıyaka gibi takımları gelecek sezon için ümitlendirdiyse, Olympiakos'un şampiyonluğu da bizim gibi takımları Euroleague icin ümitlendiriyor. Demek ki mutlaka CSKA, Barcelona, Efes gibi astronomik bütçeleri olan takımlar şampiyon olmuyor.