Adamsın Toraman
Başarılı savunma oyuncumuz İbrahim Toraman önemli açıklamalarda bulundu.
Kaynak : Hürriyet
2008-09 sezonunu hem lig şampiyonluğu hem de Türkiye Kupası’nı kazanarak tamamlayan Beşiktaşımız, tarihi bir başarıya imza atıyordu. Oysa takımımızın sezona ne kadar sıkıntılı başladığı bugün dahi herkesin aklında. Özellikle geçen yaz Avusturya kampında yaşanan "kaptanların kavgası" takımın bütün dengesini bozmuş, olaya karışan camianın sembol futbolcularından hem İbrahim Toraman’ı hem de İbrahim Üzülmez’i topun ağzına getirmişti.
Ancak kaptanlıkları geri alınan iki futbolcumuz, zamanla bu tatsız olayın etkisinden kurtularak belki de kariyerlerinin en iyi sezonlarından birine imza attılar. Profesyonelliklerini konuşturan iki milli futbolcumuzun o zor günlerde yaşadıkları ise kendi belleklerinde kaldı. İşte bu oyunculardan biri olan ve şampiyonlukta büyük payı bulunan İbrahim Toraman, evinin kapılarını Hürriyet’e açarken, oldukça çarpıcı açıklamalarda bulundu...
Bir de sağlam olsaydım!
"Kramponlarıma bir bakın, sezon boyunca nasıl oynadığımı anlarsınız. Bileklerimde büyük sorun vardı. Bilek kemiği çıkıyordu. Bırakın koşmayı, yürüyemiyordum bile. Çareyi kramponu terliğe çevirmekte buldum. Sezon başında "terlik kavgası" ile beni suçlayanlara, delik kramponum en büyük yanıttır. Yarım kramponla çifte kupa kazandık. Düşünün bir de sağlam olsaydım ortalığı yakardım!
Kariyerimi riske attım
Her maça çıktığımda kimse bilmez ama ayağımda terlik görünümlü krampon vardı. Rakipten gelecek bir tekme futbol yaşamımı bitirebilirdi. Allah’tan hiçbir darbeye maruz kalmadım. Yırtık kramponumu müzeye vereceğim, çünkü iki kupayı bunlarla kazandık."
Bu samimi itiraftan sonra laf ister istemez kavga konusuna geliyor. Ancak İbrahim, bu olayı artık konuşmak istemiyor ve şunları söylüyor:
Kaptan olarak bırakacağım
"Sezon başında Avusturya kampında yaşanan olayları gündeme getirmek istemiyorum. Hiçbir günahım yokken hedef tahtası oldum. Neyse ki başkanımız Yıldırım Demirören her şeyi bildiği için çok sevdiğim siyah beyazlı formama kavuştum. Kimseye kırgın değilim. Ama yüreğim acıyor. O kaptanlık bandı bu kadar kolay gitmemeli.
Çünkü Beşiktaş’ta kaptanlık yapmak önemli bir olay. Bu bir futbolcuya camianın, yönetimin ve teknik heyetimizin layık görüp vereceği bir onurdur. Delgado ve Nobre şu anda çok iyi kaptanlık yapıyorlar. Biz de destek veriyoruz. Beşiktaş’a geldiğimde futbolu burada kaptan olarak bırakmak istemiştim. Ben bu ısrarımı sonuna kadar sürdüreceğim."
Denizli hepimize heyecan verdi
İbrahim Toraman, geçen sezon kazanılan şampiyonluğu anlatırken, teknik direktörü Mustafa Denizli’ye ayrı bir paragraf açıyor: "Başarımızın perde arkasında Mustafa Hoca’nın moral ve motivasyonu tartışılmaz. Birçok önemli teknik adamla çalıştım ama onun yeri apayrı. Bir baba, bir teknik adam ve bir arkadaş gibi. Antrenmanlarda bile bizi hırslandırıyor. İsmail Ağabey, Beşiktaş’ın şampiyon olacağına siz inanmıyordunuz ama ben yürekten inanıyordum. Çünkü bir takımın hocası inanıyor ve sizi de o yola sevkediyorsa, bu iş olacak demektir. Denizli Hocam, ’26. haftayı bekleyin’ deyince, herkesi bir heyecan sardı. Bir teknik adam bu kadar iddialı konuşuyorsa dikkat edilmeli. Sonunda da kazan Beşiktaş oldu. Mustafa Hocamız boşa konuşmaz."
Fatih Hoca beni yanlış anladı
Fatih Terim’in elinde oynatabileceği savunma oyuncusu kalmadığında bile İbrahim Toraman’ı kadroda düşünmemesi çok konuşuldu, tartışıldı. İşte milli futbolcunun bu konu hakkındaki görüşü: "Fatih Hocam’ın beni A Milli Takım’a çağırmaması onun tercihi. Ben kendisine hiçbir zaman yanlış yapmadım. Zaten kimsenin arkasından da konuşmam. Bir milli maçta sakatlığım vardı. Onu söyledim. Sanırım yanlış anladı. Herhalde Terim’in bir bildiği vardır. Ancak kendisi forma dağıtımında adaletlidir. İyi bir performansa sahip olduğumda beni tekrar kadroya çağıracağına inanıyorum."
Rakiplerimiz bizi kıskandı
Beşiktaşlı futbolcu yeni sezonda rekabetin daha da yoğun yaşanacağını belirterek şu yorumda bulundu: "Bizim sezonu iki kupa ile kapatmamız rakiplerimizi kıskandırdı. Bu nedenle takımların ismi ne olursa olsun, bu açığı kapatmak için ellerinde ve kasalarında ne varsa harcayacaklardır. Ama bizim hedefimiz yeni sezonda da Türkiye’de kupaları kazanmak ve Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmak. Taraftarlarımız bu kadroya geçen sezon olduğu gibi inanmalı. Bu arada bir Sivaslı olarak, Sivasspor’un da bizimle birlikte Şampiyonlar Ligi’ne kalması bana gurur verdi."
Türkiye’de yıldız çok
Toraman’a göre, Türkiye’deki yıldızlar ordusu Avrupa’nın birçok ülkesinin üstünde. Ona göre rakip takımlardaki en iyi futbolcular Galatasaray’da Arda ve Baros, Trabzonspor’da Yattara, Sivasspor’da Mehmet Yıldız, Abdurrahman, Bursaspor’da Volkan ve Sercan, Gaziantepspor’da Tabata, İsmail, İstanbul Büyükşehir Belediye’de İbrahim Akın, Zeki, Ankarspor’da Hürriyet, Ankaragücü’nde Ceyhun ve Kocaelispor’dan Belediye’ye transfer olan Taner Gülleri.
Fener beni de almak istemişti
İbrahim Toraman’a, son günlerde spor gündeminin 1 numaralı konusu olan Mehmet Topuz’u soruyoruz: "Bence Mehmet Topuz olayı fazla büyütülmemeli. İyi ve başarılı futbolcuları her zaman büyük kulüpler ister. Gaziantepor’da oynarken Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım da bana teklifte bulunmuştu. Hem de astronomik bir teklif önerdiler. Ama ben tercihimi siyah beyazlı takım için kullandım. Bu bir tercih olayıdır. Bugün Beşiktaş’ta olmaktan çok mutluyum."
Gelen yabancının fazlası olmalı
"Türkiye’ye gelen yabancı oyuncuların, Türk futbolculardan çok daha yetenekli ve fazlası olması lazım. Bir Hagi, bir Carew ve bir Anelka gibi yabancılar, ülke futbolcusuna örnek oldu. Bu yüzden isimsiz ve kariyeri olmayan oyuncular yerine Avrupa’da kendini kanıtlamış isimler alınmalı. Ama Türk futbolcusu ile onlar arasında çok fark var. Öncelikle gelen her yabancıya en lüks villa, altlarına araçlar ve ülkelerine gidiş dönüş uçak biletleri verilmesi büyük avantaj. Burada kafaları çok rahat."Karakartal mobil uygulamasıyla spor haberlerine herkesten önce ulaşmak için tıklayın
En çok okunan haberler
AVRUPA'DAN FUTBOL